Hava Durumu

Değişen dengeler (1)

Yazının Giriş Tarihi: 17.04.2020 07:30
Yazının Güncellenme Tarihi: 17.04.2020 07:30

ABD Ortadoğu'daki otoritesini her geçen gün kaybediyor.

Bölgedeki  nüfuzu tartışmaya açılmak üzere.

Etki gücündeki bölge devletlerinden ıslıklar yükselmeye başladı.

Bu yerinde sayma Birleşik Devletler adına adeta bir duraklama dönemi.

Türkiye, İran ve Irak başı çeken ilk yükselen sesler. 

Zaman içinde diğerleri de bu konvoya katılacaklardır.

ABD'nin değer yitiren hegemonik gücü bu gidişle daha da inişe geçecek.

Amerikalı diplomat ve siyaset bilimci Henry Kissinger; ABD'nin tam hegemonik güçten yarım hegenomik güce gerilediğini beyan etti.

Bunun temel sebebini ise, ABD askeri gücünün, günün tehditlerine uygulamaya çalıştığı grand strateji ile uyumlu olmaması, ihtiyacı olan dönüşümü karşılayamaması olarak yorumladı.

Düşüş ya da çöküş ülke gündeminde yalnızca akademik değil, popüler tartışmaların da en gözde konusu halinde.

Dünya sistemi ve yaklaşımı üzerine çalışmalar yapan Amerikalı bilim adamları da Pax America'nın (Amerikan Barışı) misyonunu tamamlamak üzere olduğu konusunda hem fikir.

Ordusu çok büyük bir güç ancak bu onun şu anda yumuşak karnı ve en hassas yönü.

Ordunun yaklaşık dörtte biri (250 000 civarı) dünyanın çeşitli bölge ve ülkelerinde görevde. Askeri bütçenin yüksekliği son dönemlerde ülke de sürekli gündem konusu ve eleştiri altında.   

Dünya genelinde yaklaşık 800 üssü bulunan ABD'nin bu üslerde 180 bin personeli görev yapmakta. Değişik maksatlarla kullanılan bu üslerin işletme maliyetleri ve idameleri oldukça yüksek bütçelerle ayakta duruyor.

Ayrıca, bu üslerin deniz ticaret yollarının güvenliği ve kontrolü için 11 uçak gemisi ve bu gemileri koruyan deniz kuvvetleri gemilerini, vekil güçlere yapılan harcamaları dikkate aldığımızda bütçe inanılmaz artıyor.

Artık öyle bir döneme kapı aralanıyor ki, prestijli uçak gemisinin bile devrini tamamladığı bir sürece giriyoruz.

Hiçbir düzenin sonsuza dek süremeyeceği kanıtlandı.

ABD, kendisinden önceki hegemonik güçler olan Fransa, Hollanda ve İngiltere'nin başına gelenleri de bilmesine rağmen, yokuş aşağı son sürat yuvarlanmanın önüne geçemedi.  

Çünkü hantal yapıdan kurtulmak için gerekli vizyonu edinmekte geç kaldı.

Nasıl sistemler olmalı peki günümüz için?

Türkiye'de üretilen Anadolu amfibi hücum gemisi gibi, her türlü harekâta destek sağlayabilecek ve çatışma halinde kuvvet çarpanı olarak olumlu yönde etki oluşturacak yetenek tabanlı modüler sistemlere daha çok ihtiyacın hissedildiği bir döneme girdik.

Örneğin, Anadolu Amfibi uçak gemimiz için ABD'ye sipariş verdiğimiz dikine inip kalkabilen F-35 B tipi uçaklarımız olsaydı, Doğu Akdeniz ve Libya krizinde Türkiye'ye çok önemli bir katkı ve avantaj sağlardı.

ABD Silahlı Kuvvetleri yeniden yapılanma ve uyum sürecine geç kaldı. 

Çin savunma sanayi inanılmaz hamleler yapıyor.

Bunu gördükleri halde arayı kapatmak için henüz ellerinde bir planları dahi yok.   

Suudi Arabistan'daki Aramco saldırısında ABD'nin maruz kaldığı zaafiyet bu düşüşün en açık göstergesidir.

T.S.K ise, teşkilatlanma, eğitim ve silah sistemlerinde önemli bir dönüşüm gerçekleştirdi.

Savunma sanayii bu dönüşümü ihtiyaç odaklı bir yaklaşımla; milli, yerli ve özgün projelerle destekliyor.

Sayısal gücü fazla olan ülkelerin hepsi verimli küçülmeye ve tehditlere uygun bir yapıya evrilmeye başladı.

Buna rağmen biraz da bürokratik engeller nedeniyle Amerika hantal yapısını aşamadı. Dolayısıyla dönüşemiyor da.

Pentegon'un bu konuda ileriye yönelik araştırmalarının sınırlı kaldığını ve konvansiyonel güç üzerinde yürümeye devam ettiklerini görüyoruz.

İran'da yavaş yavaş konvansiyonel yöne de ağırlık vermeye başladı. Özellikle kara gücü eksiği vardı. Kara gücünde ve deniz gücünde ciddi atılımlar gerçekleştirdiler  ve  halen de yenilik peşindeler.

İran, Amerika karşısına sadece asimetrik gücü olan bir unsur değil, konvansiyonel ve asimetrik gücü bir arada kullanabilen ve aynı zamanda nükleer güce de sahip olan caydırıcı bir güç olma yolunda gelişiyor.  

İran'ın geleceğini Rusya ve Çin'e bakarak daha doğru değerlendirebiliriz.

Irak zaten isyan bayraklarını çekti. İstikrarsızlaştırılan hükümetleri ve kendi içinde ki kopmalar son bulduğunda topraklarına çöreklenen ABD'nin en büyük derdi olur.  

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.