Hava Durumu

Bardağı elinizden bırakın

Yazının Giriş Tarihi: 28.10.2020 07:30
Yazının Güncellenme Tarihi: 28.10.2020 07:30

Bir profesör, öğrencilerine sıkıntıları büyütmenin insana verdiği zararı anlatmak için, şöyle bir yöntem dener. Eline bir bardak su alır ve sorar; ben bu bardağı elimde tutarken zorlanıyor muyum? Öğrenciler hiç düşünmeden hayır diye cevap verirler. Profesör yeniden sorar; peki ben, bu bir bardak suyu tüm gün boyunca hiç bırakmadan kolum havada durursam ne olur? Ve cevap verir; bu bardak her dakika ağırlaşır ve kolumdaki kaslar uzun süre işlevini yitirir. İşte sıkıntılar aslında bir bardak su gibidir. Eğer siz sıkıntıları hayatınıza yük ederseniz ağırlaşır ve taşıyamazsınız. O yüzden bardağı elinizden bırakın!

Evet bardağı sürekli taşımak da, elimizden bırakmak da bizim tercihimize bağlı! Hiçbir sorun, taşıyacağımızdan ağır olamaz. Onları ağırlaştıran ve zor hale getiren aslında biziz. Daha önce yaşadığınız ve sizin için atlatması çok zor bir durumu düşünün. Ne oldu? Ya da çok öfkelendiğiniz bir anı hatırlayın. O öfke, ilk anki gibi mi kaldı? Elbette hayır. Çünkü her şey geçicidir, üzüntü öfke ve sıkıntılarda. Kalıcı olan duygularımızdır. Yani bizim için sürekli olan şey aslında sorunun kendisi değil, bizde bıraktığı duygusal izlerdir. Eğer stres anında kendimizi doğru yönetemez ve bu durumu uzatırsak bilinçaltımızda kalıcı hale getirmiş oluruz. Bu da içimizde onarılması zor hasarlar oluşturur. İnsan duygularını düşünceleriyle şekillendirir. Bu yüzden sürekli olumsuzlukları düşünerek ve tekrarlayarak en sonunda duygulara dönüştürürüz. İnsan korkuyu önce düşünceleriyle meydana getirir, sonra bu, korku duygusuna dönüşür. Stres de böyledir. Sıkıntı ve sorunları düşüncemizde büyütürüz, sürekli tekrarlarız. Akabinde söylemlerimizle de kalıcı hale getirerek durumu iyice yerleştiririz. Bizim gösterdiğimiz tutumlar çoğu zaman sorunun kendinden daha büyüktür. Bu yüzden verdiği hasar da sorundan daha büyük olur. Öyleyse öncelikle kendimize verdiğimiz zararı görmeliyiz ki; telafi yoluna gidebilelim. Yaşadığımız sorun ne kadar büyük olursa olsun bir gün bitecek. Acımız ne kadar derin olursa olsun geçecek. Yapmamız gereken bir şeyleri fark etmek, durum gerçekten büyüttüğümüz kadar önemli mi? Önemli bile olsa önemini yitirmeyecek mi? Üzülmeye değer mi?

Hayatta her şey geçicidir! Biz bile...

O halde boşuna kendimizi üzerek, her şeyi gereksiz stres edinerek tükettiğimiz şu hayatın, bize yeniden sunulmayacağını hatırlayıp, temiz bir sayfa açalım ve bardağı elimizden bırakalım. Dertler bir misafirdir. Yerleşmesine müsaade etmeden, misafir gibi davranalım ki; zamanı gelince çekip gitmeyi bilsinler!

Sağlıcakla ve farkındalıkla kalın.      

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.