Hava Durumu

Umut olmak

Yazının Giriş Tarihi: 04.02.2019 07:29
Yazının Güncellenme Tarihi: 04.02.2019 07:29

Güven duyulmak ve umut olmak hayatımızda yaşayacağımız en güzel duygulardan ikisidir. Sizin birine güvenmenizden ziyade birinin size güvenmesi ve sizin ona umut olmanız belki de cümlelere, makalelere, kitaplara sığmayacak ve kelimelerle anlatamayacak kadar farklı bir duygudur.

Size güven duyan ve sizin umut olduğunuz kişinin size tüm saflığı ve temizliği ile bu duyguları taşıyorsa, daha söyleyecek bir söz kalmamış demektir.

Bu konuyu seçmemde ki sebep aslında yaklaşık 4 yıl önce yaşadığım bir olayı sizlerle paylaşmak. Bu olayı ancak böyle açıklayabilirim ve belki de bahsettiğim duyguyu biraz olsun aktarmış olurum diye düşündüm.

2016 yılının sömestr tatiliydi. Hazırlıklar tamamlanmış kutsal topraklara, mübarek beldelere yolculuğumuz başlayacaktı. Henüz Bursa'dan yeni hareket etmiştik ve heyecanım daha o zamandan başlamıştı. Yolculuk, pasaport kontrolü vs derken Medine Prens Muhammed Bin Abdülaziz Havalimanı'ndan kalacağımız otele doğru yola çıkmıştık. Otele yerleştik, Mescid-i Nebevi hemen yanı başımızdaydı. Rasulullah'ın kabri, yeşil kubbe tam karşımda duruyordu ve bu mükemmel de ötesinde bir duyguydu. Tabii ben gelmeden önce yanıma fes almıştım. Fesi taktım ve Medine sokaklarında dolaşmaya başladım. Görenler hayranlıkla bakıyordu. Biraz da olsa nostalji olmuştu aslında. Beni görenler yanıma gelip fotoğraf çektiriyor, kardeş Türkiye naraları atıyordu. Özellikle Cezayir, Tunus ve Pakistan'dan bir sürü ahbap edinmiştim. Sonrasında fesimi de orada esnaflık yapan Arap bir büyüğümün isteği doğrultusunda onu kıramayarak hediye etmiştim.

Medine'de kalacak günlerimizi doldurup ihramlarımızla Mekke'ye doğru yola çıktık. Yine içimde tuhaf bir heyecan, sanırsınız kalbim yerinden çıkacak. Neyse yolculuk bitmiş, Kabe'yi tavaf edip Safa ve Merve tepeleri arasında say yaparak umremizi tamamlamıştık. Saçımızı kestirip ihramdan çıktıktan sonra Arafat'a gezi yapacağız dendi. Ben yine çok heyecanlıyım tabi. Arafat'a doğru yola çıktık. Kafile de yer alan hocalarla aram baya iyiydi genç olmamdan ötürü onlara da yardımcı olmaya gayret ediyordum. Hocalardan biri kafileye sen yol göstereceksin dedi ve takip edilebilirlik açısından da elime uzun bir sopaya bağlanmış şanlı Türk bayrağımızı verdi. Dualar edildi, toparlanma vakti geldi. Otobüsler biraz yürüme mesafesindeydi ve grup halinde yürüyorduk. Uzaktan bize doğru gelen bir hacı amca gördüm. Dilimizi bilmediği belliydi. Sesli bir şekilde ve birkaç kez tekrarlayarak; "Türk İslam sancak!" diye bağırarak yanımızdan geçti. Bir an donup kalmıştım hatta herkes donup kalmıştı. O an ki şaşkınlığımla o amcaya sadece selam vermekle yetinebildim. Ömrüm boyunca unutamayacağım ve gururla her yerde anlatacağım bir olay olmuştu.

Yaşadığım bu olay için güven duyulmak ve umut olmak konularının birebir karşılığı da diyebiliriz. Türkiye olarak dünya Müslümanlarının umudu olduğumuzu bu olayla birlikte bir kez daha birinci ağızdan şahit olmuş olduk. Dünya'da bizden yardım bekleyen, bizim umut olduğumuz nice mazlum coğrafyalar var. Sorumluluğumuz büyük ve bu yükün farkında olmalıyız. Rabbim devletimize, milletimize zeval vermesin. Selam ve dua ile...

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.