Kanayan yara Ortadoğu

Ortadoğu'da Osmanlı hakimiyetinin kesildiği zamanlardan bu yana Körfez Savaşı ile büyüyen güç savaşları günümüzde Membiç güvenli bölge isteğimize varıncaya kadar bölgeye ve dünyaya büyük sorunlar doğurmuştur. Buradaki baş aktör olan ABD'nin öncelikli bölgede hakim olmak isteyen rakip güçleri engelleyerek önce kendi çıkarları ve ebedi politikası olan bölgedeki İsrail çıkarlarını koruma isteği neticesinde bölgede göz yaşı dinmek bilmiyor.

Bölgede güçlenen Saddam Hüseyin'in ülkesinde yaşayan Sunni olmayanlara baskısı ve ABD'nin Saddam ile "demokrasi" mücadelesi neticesinde bölgedeki otorite boşluğu dünyaya bir göç krizi getirmişti.

Özellikle komşu devlet olan Türkiye bu göç krizinden en çok etkilenen ülke olmuştu. Bu göç dalgası Türkiye'ye;

•Mülteci kamplarıyla göçmenlerin kalıcılaşması,

•Ekonomik kriz,

•Yerel Kürt halkıyla birleşen Kürt göçmenlerin devlete karşı gelebilme ihtimali,

•Bölgede yaşanan otorite boşluğu neticesinde terör faaliyetlerinin yükselmesi, gibi bir takım gerekçelerle bu göç dalgasından korunmanın yollarını BM'de aramıştı.

Doğal kaygılar ile insanlık değerlerinden olan "mazluma yardım" olgusundan uzak davranış sergiliyor olmamız belki de bizleri büyük bir sarsıntıdan kurtarmıştı.

Günümüzde ise, Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatları neticesinde Fırat'ın Doğusu operasyonuna başlanıldı ve burada ABD direnciyle karşılaşıldı. Bölgede sağlanamayan demokrasiyi gerçek anlamda "insanlık değerleri" adına yapacak olan Türkiye Cumhuriyeti'ni barbarlıkla suçlayacak dereceye gelen ABD yönetimi ne yazık ki terör örgütü YPG ve PYD'yi Kürt halkı olarak görüyor ve terörle mücadele kapsamında bu yapıları Türkiye'ye karşı "dost müttefik" olarak görüyor. Müttefik kavramındaki yaşanılan bu karmaşa neticesinde ile istenen tampon bölgenin gerçekleşmesi gün geçtikçe aksıyor ve Türkiye'deki göçmen dalgası kendi bölgelerine dönemiyor. Irak'ta yaşanan terörizm/müttefik anlaşmazlığı da yeni göç dalgalarını doğuruyor.

Böyle basiretsiz ve kararsız bir Ortadoğu politikası izleyen ABD Başkanı Trump, son zamanların en kararsız başkanı olarak karşımıza çıkıyor. Bu neticeyle de anlaşılıyor ki, Orta Doğu'da her an her şeyi yapabilirler ve maalesef, Ortadoğu'da göz yaşını dindirmemek için ellerinden geleni yapacaklar.