Hava Durumu

Miraç mucizesi (2)

Yazının Giriş Tarihi: 29.03.2019 07:20
Yazının Güncellenme Tarihi: 29.03.2019 07:20

Miraç, "kulun Allah'a yükselmesidir." Miraç, samimi bir iman, ibadet ve taat, ihlas ve takva, güzel huy ve ahlâk, hayır ve hasenat, hak ve hakikat, doğruluk ve dürüstlük, adalet ve sevgi, merhamet ve şefkat, dostluk ve kardeşlik, sabır ve sebat, fedakârlık ve cömertlik, yardımlaşma ve dayanışma gibi faziletlerle yükselmektir.

"Bu yükselişi, ancak Hakkın razı olacağı şekilde yaşayarak gerçekleştirebiliriz."

"Rasûlullâh (sav) Miraçtan üç hediye ile döndü. Bunlar: Beş vakit namaz, Bakara sûresinin son iki âyeti"Amener Resûlü"ve ümmetinden şirk koşmayanların büyük günahlarının affedileceği müjdesi"[1]İlk hediye namazı önceki yazımda incelemiştim. Bu defa ikinci ve değerlerini anlatmaya çalışacağım inşaallah!

Malum, insanı bütün kötülüklerden koruyan beş vakit namaz, bu gece farz kılınmıştı. Beş vakit namaz kılana, elli vakit namaz kılmış gibi sevap verileceği müjdelenmişti. Efendimiz (sav) Ümmetine gösterdiği kolaylıktan dolayı Allah'a şükretti.

Mirac'ın ikinci hediyesi:

Bu gecenin ikinci hediyesi "Amener Resûlü" diye bilinen Bakara Suresi'nin son iki ayetidir. Bu ayetler, Allah'ın emirleri karşısında mutlak itaate yönelen müminlerin inançlarındaki sadakatlerini ifade eder. Miraçta Peygamberimize vasıtasız olarak indirilen bu iki ayet, sahih hadislerde övülmüş ve "Bakara sûresinin sonunda iki âyet vardır ki bir gecede okuyana onlar yeter"[2] buyurulmuştur.

Bakara suresinin başında Allah'ın iyi kullarının gayb âlemine, Kur'an'a ve ondan önce gelen kitaplara iman ettikleri, namazı kılıp zekâtı verdikleri, kendisine verilenden Allah rızâsı için infak ettikleri, bu iman ve güzel ameller sayesinde Allah rızâsına uygun mutlu bir hayat yaşayıp iki cihan saadetine nâil oldukları zikredilir. Arkadan tafsilâta geçilmiş, daha önce gelen kitaplar, peygamberler, ümmetler, Allah'ın onlara bahşettiği çeşitli nimetler, nankörlükler, isyanlar anlatılmış, bunlardan ibret alınarak İslâm'ın getirdiği hidayetten sapılmaması istenmiştir.

Sure Mirac hediyesi olan ayetlerle biter.İşte son iki ayetin meali şerifi:

"Allah'ın Resulü ve müminler, Rabbi tarafından kendisine indirilene iman ettiler. Her biri Allah'a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine inandılar. "Allah'ın peygamberlerinden hiçbiri arasında ayırım yapmayız. İşittik, itaat ettik. Ey Rabbimiz, affına sığındık! Dönüş sanadır" dediler.

Allah hiç bir kimseyi, gücünün yetmediği bir şeyle yükümlü kılmaz; herkesin lehinde olanı da kendi kazandığıdır, aleyhinde olanı da kendi kazandığıdır. Rabbimiz! Unutur veya yanılırsak bizi sorumlu tutma, bizi cezalandırma! Bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır yük yükleme! Ey Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmediği, üstesinden gelemeyeceğimiz yükleri yükleme! Bizi bağışla, ayıplarımızı ört ve bize rahmetinle muamele eyle! Sen bizim Mevla'mızsın, Bizim sahibimiz ve yardımcımız ancak Sensin; inkârcı toplumlara karşı bize yardımını esirgeme!"

Mirac'ın üçüncü hediyesi:

Mirac'ın üçüncü hediyesi ise "Rasûlullâh (sav)'in ümmetinden şirke düşmeyenlerin büyük günahlarının bağışlanacağı, kendilerinin affedileceği müjdesidir" [3]

Bu hediyelerialıp dönmeden önce Cebrail (a.s), Efendimize, cenneti gezdirdi. Efendimiz, Cennete hayran kaldı. Orada gördüğü Kevser ırmağını unutamadı. Suyu baldan tatlı, sütten beyazdı. İki yanında inciden yapılmış evler vardı. Irmağın dibindeki çakıllar inci ve yakuttandı. Daha sonra Peygamberimize cehennemi gösterdiler. Cehennem korkunç bir yerdi. Orada pek az kaldı. Sonra hediyelerle dünyaya döndü.

Mekkeliler duyduklarına inanamadılar

Ertesi gün Mekke'nin zenginleri Kâbe'nin yanında oturmuş konuşuyorlardı. Peygamberimiz yanlarına gitti ve mi'racdan söz etti. Mekkeliler şaşırıp kaldılar.

- "Bu kadar büyük bir yalanı şimdiye kadar duymadık" dediler.

Bir tüccar konuyu açmak istedi:

- "Biliyoruz ki, Sen Kudüs'e hiç gitmedin; ama dün gece gidip geldiğini söylüyorsun, öyle mi?"- "Evet, öyle."

- "Biz Kudüs'e bir ayda gidip dönüyoruz. Bu nasıl olabilir?"

- "Allah'ın her şeye gücü yeter."

- "Öyleyse bize Kudüs'ü ve Mescid-i Aksâ'yı anlat!" dediler. Efendimiz (sav)

- "Nasıl anlatsam?" diye düşünürken, gördüğü yerleri Allah (cc) gözünün önüne getirdi. Her soruya bakarak cevap verdi. Şaşıp kaldılar; ama yine de inanmadılar.

"O söylediyse doğrudur"

'Ebû Bekir'i döndürmenin tam zamanı' diyerek ona koştular.

"Artık bu kadarı da olmaz!" diyeceğini sandılar. Peygamber Efendimizden duyduklarını heyecanla anlattılar. Hz. Ebû Bekir onları merakla dinledi, sonra da:

- "Bütün bunları O mu söyledi?" diye sordu.

- "Evet, O söyledi" diye yemin ettiler. Hz. Ebû Bekir'in yüzüne tatlı bir tebessüm yayıldı.

- "O söylediyse doğrudur" dedi. Adamlar şaşırdılar:

- "Şimdi sen buna da inandın mı?"

- "Elbette inandım. Ben ona her gün meleğin geldiğine ve gökten haber getirdiğine de inanıyorum."

Adamlar ne diyeceklerini bilemediler. Efendimiz, Ebû Bekir'in sözlerini duyunca ona, "çok samimi, çok bağlı" anlamında "es-Sıddîk" adını verdi ve o günden sonra Ebû Bekir es-Sıddîk diye anıldı.

Cumanız ve Miraç kandiliniz mübarek olsun.Sağlık ve afiyetle kalınız.

Miraç Mucizesi (3)ile konuya devam edeceğim İnşaallah.


1(Müslim, Îman, 279)

2(Buhârî, "Fezâilü'l-Kur'ân", 10, 27, 34; Kur'an Yolu: I/320-322.

3(Müslim, Îman, 279)

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.