İbadetlerimiz bizi Allah'a yaklaştırır

Hac, insan hayatında önemli bir dönüm noktasıdır. Sembollerle gerçekleştirilen hikmetlerle dolu bir ibadetler manzumesidir. Malî ve bedenî bir ibadet olan hac, bir anlamda bu sembollerdeki manaları bilerek karar vermek ve bu kararları eyleme dönüştürmektir.

Namaz kılmaktan maksat Allah'a yönelmektir; kulluğun ve tâatin ortaya konmasıdır. Kur'an'ın ifadesiyle, 'münkerât' ve 'fuhşiyyât'tan korunmaktır. Kişi, niçin namaz kıldığının şuuruna erer ve kıldığı namazın bilincinde olursa bu namaz, namaz kılana fayda sağlar. Emrediliş maksadına uygun olarak yapılan her ibadet böyledir.

Günümüzde haccın farz ediliş maksadına uygun yapıldığını söylemek zordur. Bunun sebeplerinden biri, hacca gidenlerin büyük bölümünün maalesef rûhen, fikren ve bedenen ön hazırlığını iyi yapmadan, hatta haccın ne olduğu konusunda yeterli bilgi ve donanıma sahip olmadan yola çıkmasıdır. Öyle ki; ömürde bir defa farz olan ve kişinin işini, eşini ve çevresini bırakıp, büyük paralar harcayarak gerçekleştirdiği bu zahmetli, meşakkatli ve önemli ibadeti usulüne uygun olarak yapmak için üç gün bile zaman ayırıp, kafa yormamasıdır. İkincisi, belki daha da önemlisi, günümüzde yapılan haliyle bu ibadetin farz ediliş gayesine uygun yapılıp yapılmadığı konusudur. Haccın ve her ibadetin, dünyevî ve uhrevî pek çok hikmetleri vardır.

Hâşâ! Rabbimiz abesle iştigal etmez. Hiçbir hükmünü gereksiz yere koymamıştır. Bizden uymamızı istediği her emrin bir hikmeti, bir gayesi vardır. Yapılan iş, amacına uygunsa ibadet, değilse adet olur. Rabbimizin yasakladığı her şeyde kul için akla hayale gelmedik kötülükler ve çirkinlikler olduğu gibi, emrettiği her şeyde de sayısız güzellikler ve hikmetler vardır. İbadetler bu inceliklere dikkat edilerek yapılırsa feyz ve bereketiartar. Kulun huzur ve mutluluğu ancak imanla ve halis amelle sağlanır. İbadetlerin maksadı, kulu Allah'a yaklaştırmak, O'nun emrini yerine getirmek ve dinini yüceltmektir. İbadetlerimiz, bizi Allah'a yaklaştırmalı, imanımızı artırmalı ve müslüman kalma şuûrumuzu diri tutmalıdır.

HAC, 'MÜSLÜMANLARIN SENELİK KONGRESİDİR'

Hac, müslümanların ırk, renk, dil, ülke ve mezhep farkı gözetmeden birbiriyle tanışıp, görüşmelerine, birbirlerinin dertleriyle dertleşmelerine, her bakımdan kaynaşıp yardımlaşmalarına, zemin hazırlar.

Hac, müslümanların problemlerine çare aramaya vesile olan, İslam siyasetini öne çıkaran, siyasi bir ibadettir. Kirli siyasetçilerin elinde kirlenmesine rağmen siyaset, insanları idare etme sanatıdır ve bunun da en güzel örneği İslam'dadır. Bu manada, tüm azılı kâfirler, fasıklar, müşrik ve münafıklara rağmen İslam'ı cihanşümul bir devlet haline getiren Sevgili Peygamberimiz de en büyük siyasetçidir.

Hac, İslâm'ın en önemli rükünlerindendir. Müslümanlar üzerinde sayılamayacak kadar olumlu tesirleri; kendine has pek çok hikmetleri, ahlâkî, sosyal, ekonomik ve psikolojik faydaları vardır. Haccın insanı ne kadar etkilediğini ancak bu ibadeti yapanlar bilebilirler.

Hac, işin şuûrunda olarak ve farz ediliş hikmetleri gözetilerek yapıldığında müslümanlar için evrensel bir kongredir'. Hacda dünya müslümanları tanışırlar, bilgi alış-verişinde bulunurlar. Kardeşliğin pekişmesi, ümmetin ilerlemesi ve kendisine göz diken emperyalist güçlere karşı koymak için istişârede bulunurlar. Her konuda önemli kararlar alırlarve işbirliği yapar. Tabii ki, alınan kararların hayata geçirilmesi, başta şeytan olmak üzere düşmanları üzer, dostları sevindirir. Bunun için dil ve gönül birliği önemli faktördür.

HAC, İNSAN HAYATINDA ÖNEMLİ BİR DÖNÜM NOKTASIDIR

Hac, hacca iyi hazırlanan ve usulünce hac yapanların yaşayış ve düşüncelerinde önemli değişiklikler meydana getirir. İnsanları birbirine düşman eden ırkçılık gibi zararlı fikirleri törpüler, müslümanların kardeş olduklarını hatırlatır. Bunun pek çok örnekleri vardır. "On iki günlük hac, hayatımın en önemli dönüm noktasıdır; ufkumu, geçen otuz dokuz yılımdan daha fazla genişletti" diyen MalkolmX'in hayatı buna en güzel örnektir.

PEKİ, MALCOLM X KİMDİR?(1925- 1965)

Onun hareketli hayatı hakkında birkaç söz etmek isterim. Zencilere uygulanan ayırımcı politikalardan dolayı ırkçılığı bir çözüm yolu olarak gören Malcolm X, Amerika zencilerinin efsane lideridir. 40 yıllık ömründe üç köklü dönüşüm geçirmiş ve üç ayrı dönem yaşamıştır:

1.Dönem: Harlem'in kirli işlerine bulaşmış, ele avuca sığmayan bir serseridir.

2. Dönem: Zenci Müslümanlar Hareketi'ni Amerika'da örgütleyen usta ve kitleleri peşinden sürükleyen ünlü bir hatiptir.

3.Ve son dönem: "On iki günlük hac, hayatımın en önemli dönüm noktasıdır; ufkumu, geçen otuz dokuz yılımdan daha fazla genişletti" dediği, hac sonrasıdır.

1952'de Müslüman olan Malcolm X, hac için gittiği Mekke'de büyük değişim geçirmiş, ırkçılıkla müslümanlığın bağdaşmadığını, gerçek kardeşlik ve eşitliğin ancak İslam'da olduğunu bizzat müşahede etmiştir. Hac, O'nun ufkunu açmış, yaşayış ve düşüncesini değiştirmiştir. Hayatı boyunca aradığı doğruları ve eşitliği gerçek İslam'da bulmuştur. Amerika'da tanıdığı İslam'la, hac'da gördüğü İslam arasında dağlar kadar farkın olduğunu anlamıştır.

Hac dönüşü, Malik el-Şahbaz adını alan Malkolm X, artık ırkçılığın her türlüsüne karşıdır. Gittiği her yerde ve her programda; "Avrupa ve Amerika, ırkçılık hastalığından kurtulmayı ve milyonlarca insan kanının dökülmemesini istiyorsa İslam'a dönmeli ve ona sarılmalıdır" diye haykırmıştır.

İnancı doğrultusunda bir toplum kurmayı hedeflerken, kardeşliğin, eşitliğin ve insanlığı kurtaracak iksirin ancak İslam'da olduğunu haykırırken üstelik te zenci bir hain tarafından yüzbinlere hitabederken pompalı tüfekle on altı el ateş edilerek şehit edilmiştir. Allah rahmet eylesin. Cumanız mübarek olsun. Sağlık ve afiyetle kalınız.