Hava Durumu

Hac yolculuğu zor ve meşakkatli bir yolculuktur.

Yazının Giriş Tarihi: 12.07.2019 07:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 12.07.2019 07:00

Kitaplarımızda 'hac meşakkat'tir denilir. Gerçekten de öyledir. Bu sözün hadis olduğu da söylenir. Ancak, bu meşakkatli hac yolculuğunu kolaylaştırmak ve mutlu bir gidişe çevirmek elimizdedir; bu da kendimizi bu yolculuğa iyi hazırlamak, maddi manevi ön hazırlığımızı iyi yapmakla mümkündür. Hac yolculuğu, ömürde bir defa yakalanan önemli bir fırsattır. Üstelik Peygamber Efendimiz (sav), bu yolculuğun usûlüne uygun yapıldığında insanın günah kirlerinden temizlenmesine vesile olacağını müjdelemiştir. Senenin en sıcak günlerinde bu zor, yorucu ve meşakkatli ama bir o kadar da zevkli ve ruhu mutlu eden yolculukta, bizi bekleyen muhtemel sorunların üstesinden gelebilmek için mutlaka "takva azığı"nı kuşanmak ve "hacı sabır" formülüyle hareket etmek gerekir. "hacı sabır" formülünü dilimizden düşürmemeli ve aklımızdan çıkarmamalıyız. Zira ancak bu formülü kullanmak suretiyle sürprizlere hazırlıklı olmak, bu seyahatin en önemli unsurudur.

Trabzonlu bir hacımız, Halil Sarı Amcamız anlatmıştı.

Hacca otobüslerle gidildiği günlerdeydi. İl müftümüz bizleri topladı. Hac için seminerler verdi ve sonunda da oraya giderken yanımızda neler götürmemiz lazım geldiğini maddeler halinde saymaya başladı. (Malum o zaman hacılar yiyeceklerini buradan götürüyorlardı.) Saydığı maddelerin başında;

"Biiir, bir çuval sabûr" dedi ve geri kalanları sıraladı. Sözünü tamamlayınca da "var mı anlamadığınız" diye sordu. Hacı adaylarından biri ayağa kalkarak tam da bizim şiveyle:

  • "Hoçam! Her şeyi anladukta 'ha o bir çuval sabunu ne edeceğuk'" demişti.

Gerçi bazen bir çuval sabun da o günahkaâr insanı temizlemeye yetmiyor ya.

Rabbim maddi-manevi kirlerden temizlenmeyi cümle arzu edenlere nasip eylesin.

Hac yolculuğu zor ve meşakkatli bir yolculuktur; ama netice de kulu Allah'ına, peygamberine ve seveni sevdiğine kavuşturan yolculuktur. Müslümanı bir ömür boyu yöneldiği kıblesi olan Kâbe'ye, Beytullah'a yani Allah'ın evine kavuşturan yolculuktur. Necip Fazıl Kısakürek diyor ki;

Mekke'yle Medine arası yollar;

Çizik çizik, hasret yarası yollar.

Vardığı her nokta yine başlangıç;

Git gide Allah'a varası yollar,

Mekke'yle Medine arası yollar..

Dostlar şöyle bir düşünülelim; faydası mezara kadar süren, ölüm ötesinde de sıkıntısından başak bir değeri olmayan kazanımlarımız için ömrümüzü verdik, gençliğimizi, ömrümüzün o en güzel günlerini heder ettik. Peki, faydası öbür âlemde ve ebedi olan hac ve hac yolculuğu kazanımları için bu sıkıntı ve meşakkatlere niçin sabırla katlanmayalım. Bize verilen ömür sermayesi bunu anlamaya yetmedi mi? diye düşünmemiz gerekmez mi?

Hac ve umre, önemli bir sınavdır. Hazırlığını iyi yapanlar başarılı olabilirler

Makbul bir hac yapmak isteyen hacı adaylarının Rabbin rızasını kazanmak için bu ibadeti kolay, doğru ve usulüne uygun yapmaları gerekir. Bunun için de maddi-manevi ön hazırlığı iyi yapmaları, gerekli bilgileri ve bedeni hazırlıklarını tamamlamaları gerekir. O da ancak, bu konuda yazılmış ve yapılmış kitap, makale, film ve benzeri çalışmaları iyi incelemek, tecrübelerden istifa etmek ve çok iyi ders çalışmak suretiyle mümkündür.

Bursa'mızın bir önceki Müftüsü Prof. Dr. Mehmet Emin Ay Hoca, hac seminerlerinde altını çizerek "Hac ve umre, önemli bir sınavdır. Bu sınavda hazırlığını iyi yapanlar başarılı olabilirler" derdi. Evet, aynen doğrudur; hac için eğitimini ve ön hazırlığını iyi yapmış hacı adaylarının hiç problem olmadan ve hiçbir problemle karşılaşmadan hac yaptıkları tecrübelerle bilinen bir gerçektir.

Yıllardır kura bekleyen ve aylardır hazırlık yapan kutsal yolun nasipli ve mutlu yolcuları Hicaza doğru yollara dizildiler. Rabbim kendilerine ve arzu eden herkese bu zor, meşakkatli ve bir o kadar da zevkli yolculuğu kolaylaştırsın ve mebrûr bir hac yapmayı nasip eylesin.

Mebrûr yani kabul olunmuş bir hac, geçmiş günahların affına vesiledir.

Sözlükte mebrûr; tertemiz, katkısız, saf, makbul demektir. Mebrûr hac ise; usul ve şartlarına uygun, günah ve isyan karıştırılmamış, ihlâs ve samimiyetle yerine getirilmiş Allah katında makbul hac demektir. Bir başka ifadeyle hac sonrası, hacıda görülen, inancını daha hassas ve daha dikkatli yaşama konusundaki müsbet tavır ve davranışlar, kişinin haccının mebrûr olduğunun ölçüsüdür. Efendimiz (sav), mebrûr bir hac için şöyle buyurmuştur:

"Kim Allah için hac yapar, (ihramlı iken) cinsî temastan korunur, çirkin söz ve davranışlardan uzak durursa, (kul hakları hariç) annesinden doğduğu gün gibi günahlarından arınmış olarak evine döner."[1]

Bu hadis-i şeriften hareketle haccın, günahlara keffâret olduğunu ve rûhu isyan kirlerinden temizlediğini ifade eden İslam âlimlerinden, Beyhakî, "Kabul olmuş bir hac, geçmiş günahları yok eder" der. Taberâni, "Hac, suyun kiri temizlediği gibi, günahı temizler" ifadesini kullanır. Büyük hadis âlimi Hattabî ise "Arafat'ta vakfe yapıpta günahlarının affedilmediğini zanneden günâh işlemiş olur" hadisini haccı makbul olan bahtiyar insanlara müjde olarak nakleder.

Bununla beraber, haccın farz, vâcip ve sünnetlerinin eksiksiz yapılması, hacca riyâ karıştırılmaması, ihlâsla hareket edilmesi ve hacca helâl para ile gidilmesi gerektiği üzerinde titizlikle duran âlimlerimiz, hac bunlara riayet edilerek yapılırsa kabûl olur inşaallah derler. Yine haccın ancak tövbe etmek suretiyle günahlara keffâret olacağını, kul haklarının veya Allah'a ait borçların affedilmeyeceğini ifade eden bazı âlimlerimiz, haccın kılınmamış namazların, tutulmamış oruçların, verilmemiş zekâtların günâhlarının affına vesile olmayacağını;helâlleşilmedikçekul borçlarının, ödenmiş sayılmayacağını,hacca gidip gelenin değil, haccı kabul olanın günahlarının affolunacağını" söylerler.

Diğer bir kısım âlimlerimiz ise, "kul hakları konusunda da ümitli olmak mümkündür. Çünkü Yüce Rabbimiz dilerse (kulun samimiyetine göre) alacaklıyı razı edip istediği kulunu affeder. Buna engel olacak hiçbir güç söz konusu değildir."[2] "Rabbimizin kıyamet günü, haklarını almak üzere gelen hak sahiplerine vereceği birtakım nimetlerle onları razı ederek borçlulara müsâmaha göstermesi ve kendi haklarını da bağışlaması umulur"[3] derler.

Cumanız mübarek olsun.

Sağlık ve afiyetle kalın.


[1]Buhârî, Hac, 4; Nesaî, Hac, 4; İbniMâce, Menâsik, 3;

[2]Riyazü'sSalihin, cilt 5, sh 564. Erkam Yayınevi İst.

[3] Muhammed VehbeZuhaylî, İslam Fıkhı Ansiklopesi, cilt 3, sh 12.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.