Hava Durumu

"Dua ibadetin özüdür" (1)

Yazının Giriş Tarihi: 24.05.2019 07:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 24.05.2019 07:00

Duaların kabul edildiği mübarek günlerdeyiz. "Evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu da günahlardan bağışlanma günleri" olan bereketli ramazan günlerinde, teravih ve ramazana "elveda" günlerdeyiz. Bu faziletli günleri gafletle geçirmek bizim için ziyandır.

Rabbimiz, "Bana dua edin ki duanızı kabul edeyim." buyuruyor. Ve yine "Ey Rasûlüm! Deki: Duanız olmasa Rabbim size ne diye değer versin." buyuruyor.

Sevgili peygamberimiz (sav) ise hadislerinde, "Dua ibadetin aslı ve özüdür." "Allah, dua edenleri sever. Şartlarına uygun yapılan duaları, kabul eder." "Allah katında dua; namaz, oruç gibi çok makbul bir ibadettir." "Kulları, ellerini kaldırıp bir şey istediklerinde; Allah, onların ellerini boş çevirmez." "Dua belayı önler." "Duanızın, kesin kabul edileceğine inanarak Allah'a dua edin." buyurmuştur.

"Darda kalanların, kendisine yalvardıklarında duasını kabul edenve onları sıkıntıdan kurtaran" rabbimiz, kendisine nasıl dua edeceğimizi öğretiyor ve buyuruyor ki Ey Habibim, "Kullarım sana beni sorduklarında, (bilsinler ki) ben onlara çok yakınım. Bana dua edenlerin dualarını kabul ederim." "Rabbinize yalvara yakara ve sessizce dua edin. Çünkü O haddi aşanları sevmez." Allah Teâlâ bu âyetlerdekendisine dua etmemizi, dua ederken sessizce yalvarıp yakarmamızı istemekte, dua edenlerin duasını kabul edeceğini, özellikle darda kalanların yalvarıp yakarmalarını kabul edeceğini bildirmektedir.

Sözlükte dua, seslenmek, birisinden bir işin yapılmasını istemek, yardım talep etmek anlamına gelir. Dua, kulun halini Allah'a arz etmesi, kulluğunu itiraf edip Allah'ın yüceliği karşısında, acizliğini itiraf ederek,  sevgi ve ta'zim duyguları içinde O'ndan yardım dilemesidir. Dua, kulun Allah'ı anması, Allah'dan bir şey istemesi ve O'nu yardıma çağırmasıdır. Bir manada dua, kulun Allah ile konuşmasıdır. Dua, insanın Cenâb-ı Hakk'a kulluğunu, bağlılığını dile getirmesidir. O'nun yardımı olmadan hiçbir şey yapamayacağını belirtmesidir. Bunu şöyle de ifade edebiliriz:

Dua, kulun Rabbini tanıyarak O'nun yüceliği, sınırsız ve sonsuz kudreti karşısında kendi âcizliğini ve güçsüzlüğünü itiraf etmesi, derin bir sevgi ve saygı içinde O'ndan yardım dilemesidir. Dua, Allah'tan af dilemek, O'nun merhametini niyâz etmektir. Ahiretle ilgili istek ve dileklerin dua olduğu gibi dünya ile ilgili meşru istek ve dilekler de duadır. Zikir, şükür, hamdüsenâ, tövbe ve istiğfâr ile dua aynı şeylerdir. Bunları birbirinden ayırmak mümkün değildir. Çünkü Allah'ın birliğini dile getirme ve O'nu övgüyle anma hem bir zikir hem de duadır.

Namaz anlamına da gelen dua, kulun Allah'a bağlılığını en güzel şekilde dile getirir. Zira ibadet, kulun Allah'ın huzurundaki hiçliğini, yokluğunu, sadece ve sadece O'na muhtaç olduğunu dile getirmesidir, bunu en iyi anlatan hal duadır. Yukarıda geçti Peygamber Efendimiz, "Dua ibadetin özüdür"buyurmuşlardır.. Yine Rabbimiz, "Habibim söyle o kullarıma "duanız olmasa Rabbim size ne diye değer versin" buyurmuşlardır. Bu âyet ve hadisler, Cenâb-ı Hakk'ın duaya verdiği önemi ortaya koymaktadır. Rabbimiz, kendisine dua ederek, O'nun aciz bir kulu olduğumuzu itiraf etmemizi istemektedir. Zira insanlık inançsızlık buhranı içinde kıvranırken bizleri, müslüman olarak yaratan ve yaşatan O'dur. Bizleri sonsuz nimetlere gark eden, vücudumuzun içinde ve dışında sayısız nimetleri bize meccanen bahşeden O'dur. Dolayısıyla rabbimize, hamd, dua ve şükrederek teşekkürde bulunmak her insanın boynunun borcudur.

Darda kalan, sıkıntıya düşen, tehlikeyle karşı karşıya gelen kimse yalvarıp yakarır sığınacak bir liman arar, bu gayet normaldir; her insanın tabiatında bu vardır. Pek tabiidir ki, insanın fıtratında, sıkıntıyı atlattığı ve kendisini emniyette hissettiği zaman Allah'ı unutma eğilimi de vardır. Rabbimiz kulunun kendisini hatırlaması için başına gelecek belâ ve sıkıntıyı beklemeden dua etmesini, bunu asla ihmal etmemesini istemektedir.

Dua Adabı

Dua eden kimse, âlemlerin Rabbinin huzurunda bulunduğunu düşünerek derin bir tevâzu duygusu içinde dua etmeli; boyun büküp huşûu yakalamaya çalışmalıdır. Cenâb-ı Hakk'ın ben kullarıma çok yakınım; bana dua edenlerin dualarını kabul ederim, buyurduğunudüşünerek O'na sessizce, gönülden ve gizlice, hem korku hem saygı hem de büyük bir ümit içinde (beyne'l-havfve'r-reca) yalvarıp yakarmalıdır. Peygamber Efendimiz'in yüksek sesle dua eden ashâbını, "Siz ne sağıra sesleniyorsunuz ne de yanınızda bulunmayan birine. Sizi çok iyi duyan ve yanınızda olan birine dua ediyorsunuz. O sizinle beraberdir" diye uyardığı unutulmamalıdır.

Dua eden kimse, her türlü hayır ve bereketin Allah'ın elinde olduğunu, bunları dilediği kuluna vereceğini, ama kimseye vermek zorunda olmadığını, bu hayır ve berekete herkes gibi kendisinin de ihtiyacı olduğunu aklından çıkarmamalıdır. Allah'ın "haddi aşanları sevmediğini" düşünerek sesini alçaltmalı, olanca tevâzuu ile dua etmelidir. Cenâb-ı Hakk'a bağıra, çağıra dua edenler, istedikleri şeylerin başlarına çalınabileceğini unutmamalıdır. Dualarımızın yerini bulması ve kabul olması için rabbimizin öğrettiği ve peygamberimizin yaptığı duaların esas alınması ve ihlasla yapılması şarttır.

Allah Teâlâ kendisini anan kulunu anacağını, dua edene karşılık vereceğini ve duasını kabul edeceğini vaad etmektedir. İnsan, dua ettim de kabul olmadı dememelidir. Peygamber Efendimiz dua edene isteğinin ya dünyada hemen verileceğini veya âhirete saklanacağını yahut da Allah'tan istediği iyilik kadar bir kötülüğün ondan uzaklaştırılacağını belirtmektedir. Bu sebeple insan, dua ederken kendini duaya vermeli, tam bir zihin uyanıklığı içinde ve duasına mutlaka karşılık alacağı inancıyla dua etmelidir.

Resûl-i Ekrem Efendimiz "Dua ibadettir" ve "Dua ibadetin özüdür buyurmak suretiyle Allah'a kulluğu en iyi ifade eden halin dua olduğunu söylemiştir. Peygamber (as) "Dua ibadettir" dedikten sonra, sanki bu sözüne delil getirmek istiyormuş gibi "Rabbiniz, bana dua edin ki duanızı kabul edeyim, buyurdu" demiştir. Duayı etmeyi emreden rabbimiz bu âyetin hemen arkasından "Bana ibadet etmekten kibirlenip yüz çevirenler aşağılanmış olarak cehenneme gireceklerdir" buyurmuştur., Bu ayette Allah Teâlâ, ibadetin önemli bir kısmını duanın oluşturduğunu belirtmektedir.

(devam edecek)

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.