Hava Durumu

Erdoğan'dan ABD ve AB'ye salvolar

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, PYD'yi terör örgütü olarak görmediğini belirten ABD'ye, Suriye'de izlediği politika nedeniyle Avrupa'ya ve sınırlarını mültecilere açmasını isteyen BM'ye sert sözlerle yüklendi. Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda dün muhtarları ağırlayan Erdoğan, özetle şunları söyledi:

Haber Giriş Tarihi: 11.02.2016 00:03
Haber Güncellenme Tarihi: 11.02.2016 00:03
Kaynak: Haber Merkezi
https://bursahayat.com.tr/
Erdoğan'dan ABD ve AB'ye salvolar

ABD'ye: Bizimle mi berabersiniz yoksa terör örgütü PYD-YPG ile mi? Bu nasıl ortaklık, anlamak mümkün değil.

BM'YE: 'Sınırı aç' diye dalga mı geçiyorsunuz?

AVRUPA'YA: 'Düşmanımın düşmanı dostumdur' anlayışı basitlik. 

EY AMERİKA SİZE KAÇ KERE SÖYLEDİK

"Birileri yurtdışına gidiyor, 'PYD, YPG terör örgütü değil' diyor. Bal gibi de terör örgütü. PKK nasıl terör örgütüyse onlar da aynı şekilde terör örgütüdür. Ama bu ifadeyi kullananlar ne yazık ki bu terör örgütlerinin avukatı konumundalar. PKK ile PYD'nin, YPG'nin farkı var mı? Bütün yazılı kayıtları elimizde. Amerika'ya diyoruz ki bu terör örgütüdür. Amerika'nın yetkilileri kalkıyor 'hayır biz onları terör örgütü olarak görmüyoruz'... Ey Amerika size kaç kere söyledik, siz bizimle beraber misiniz, yoksa bu terör örgütü PKK ile PYD ile mi berabersiniz? Ey Amerika, ne PKK'yı ne PYD'yi ne YPG'yi bize tanıtabilirsiniz.

Bunları biz gayet iyi biliriz. DAEŞ'i de biz biliriz, bunları da biz biliriz. Ama siz bunların hiçbirini bugüne kadar tanıyamadığınız için bölge kan gölü halinde. Bu nasıl ortaklık ya, anlamak mümkün değil. Defalarca anlatmamıza rağmen karşımızda susuyorlar, gıyabımızda 'Biz böyle bakmıyoruz' diyorlar. Bu nasıl bir anlayıştır? Karşımızda hiçbir kutsalı, hiçbir insani, ahlaki ölçüsü olmayan bir örgüt var. PKK da PYD de DHKP-C de DAEŞ de öyle. Çocukları, kadınları kullanmaktan çekinmeyen bu örgüte dünyadaki insan hakları savunucularının tek söz söylediğini duymadık. Tam tersine bu örgütün parçası PYD'ye, müttefik dediğimiz ülkelerin dahi sahip çıktığını görmekten üzüntülüyüm.

SURİYE'DE OLANLAR TEHCİR, SOYKIRIM

Avrupa ülkelerinin bir kısmı uzun süre PKK ve DHKP-C gibi örgütlere, bunların paravan kuruluşlarına müsamaha gösterdi, kaynak aktardı. Tescilli katillerin dahi elini kolunu sallayarak dolaşmasına izin verdi. Bunlardan biri geçtiğimiz günlerde eylem için ülkemize geldi, yakalandı. Avrupa ülkeleri, ne zaman bu ülkelere el uzatmaya kalktılar, o zaman terörün acı yüzüyle karşılaştılar. Yolları kapatan, araçlara zarar veren, güvenlik güçlerine saldıran örgüt üyeleri bu ülkelere yaptıkları yanlışı gösterdi. Avrupa ülkelerinin bir kısmı aynı hatayı ısrarla sürdürüyor. 'Düşmanımın düşmanı dostumdur' basitliği, müttefikliğe yakışmaz. Suriye'de yapılan budur. Bir terör örgütünü diğer terör örgütüyle sırf çıkar çatışması yaşadığı için desteklemek caizse o zaman Suriye'de diğer kimi örgütler niçin dışlanıyor? 'Düşmanımın düşmanı dostum' diyorsan o zaman hepsi dost. Onlar da DEAŞ'la çatışma halindeler, niye onları dışlıyorsunuz?

Suriye'de yaşanan hadise artık bir tehcir, soykırım halini almıştır. Mültecileri öcü gibi görenlerin bu sorunun sebebi olan Esed rejimine kör ve sağır kalmaları ibret vericidir. Ne diyor Birleşmiş Milletler; 'kapınıza dayananları içeri alın'. Sen ne işe yarıyorsun? O kadar kolaysa şu ana kadar Irak ve Suriye olmak üzere 3 milyon insanı evimize biz aldık. Siz ne aldınız, hangi ülke ne aldı? 300, 500, 1000 kişinin hesabını yapıyorsunuz. Biz 3 milyon aldık, Birleşmiş Milletler olarak bize verdiğiniz destek 455 milyon dolar, yaptığımız harcama 10 milyar dolara yaklaştı, bu sadece milli bütçeden. Hadi verin desteklerinizi, 'verdik, veriyoruz, vereceğiz.' Kendileri geliyorlar, görüyorlar, geziyorlar, hâlâ 'plan, proje bilmem ne getir'. Bırakın bu işleri, siz dalga mı geçiyorsunuz? Artık kendi iç güvenliğimizin de bir parçası haline dönüşen Suriye meselesinde bizim herkesin gayet haklı ve rasyonel bulduğu çözüm tekliflerimizin hayata geçirilme zamanı gelmiştir. Terörün artık mesafesi, sınırı ve sınırları aşan özellikle gücünü görmezden gelerek kendi evinde huzur içinde yaşayabileceğini sananlar asla temenni etmiyoruz ama yanıldıklarını göreceklerdir. Türkiye'yi terörle, terör örgütleriyle bu mücadelede yalnız bırakanlar o zaman bizi daha iyi anlayacaklardır, ama iş işten geçmiş olacaktır.

TÜRKİYE KAVRULUYOR ONLAR FOTOĞRAFLA UĞRAŞIYOR

Terör organizasyonları Ankara'da sadece iki partinin genel merkezini rahatsız ediyor. Biri malum parti, onun genel merkezi, ki ona diyecek sözümüz kalmadı. Diğeri de ne yazık ki ana muhalefet partisinin genel merkezi. Terör örgütünün bile 'sonuna kadar direndiler, çarpıştılar' diyerek sahip çıktığı teröristlere yönelik operasyonları ana muhalefet partisinin milletvekilleri ısrarla 'toplu infaz' şeklinde sunmanın çabası içindeler. Ana muhalefet partisinin milletvekilleri terör örgütünün en büyük hayali olan bölgeyi uluslararası müdahaleye açma projesine de destek vererek daha büyük ihanete ortak oluyorlar. Terör örgütünün güdümündeki parti bizler için zaten yok hükmünde.

Dünya yanıyor, Türkiye kavruluyor, ana muhalefetin en önemli sorunu fotoğrafı kimin indirdiği. Zaten o fotoğrafın aslı, sahibi, sizin bu durumunuzu görmüş olsa sizi orada bir saniye tutmazdı. 50 günde fotoğrafı kimin indirdiği meselesini çözemeyenlerden ülkenin sorunlarının çözümüne katkı beklemek hayalcilik olur. Muhtarlardan ricam bu çarpıklığı, mahallelerinizdeki, köylerinizdeki vatandaşlarla istişare etmeniz.

VATANDAŞIMIN HELGA'DAN GERİ KALIR YANI YOK

Benim vatandaşımın ne George'dan ne Helga'dan geri kalır yanı yok. Benim Ahmet'im de Eminem de onlardan geri değil. Onlar hangi insani haklara sahipse benim vatandaşım da aynı insani haklara sahip olacak. Yeni Türkiye hedefimizi sizler de doğru buluyorsanız, destekliyorsanız mahallelerinizde bu gerçekleri her gün bıkıp usanmadan tekrar tekrar anlatmanız gerekiyor. Yılmayacaksınız, usanmayacaksınız."

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.