Hava Durumu

Özdemir: Mezhepçilik yapıyorlar demek, bölücülüktür

Seçimlerin ardından çıkan mezhepçilik tartışmalarını sert bir dille eleştiren Başkan Özdemir, "Mezhepçilik yapıyorlar demek bana göre bölücülüktür. Bunları konuşuyor olmak sosyal demokrat insanlara yakışmıyor" dedi.

Haber Giriş Tarihi: 04.01.2016 11:38
Haber Güncellenme Tarihi: 04.01.2016 11:38
Kaynak: Haber Merkezi
https://bursahayat.com.tr/
Özdemir: Mezhepçilik yapıyorlar demek, bölücülüktür

Melisa SEVEDİOĞULLARI

7 Haziran ve 1 Kasım seçimlerinin ardından genel başkanlık yarışı yaşanan CHP'de olağan il başkanlığı kongreleri yapılıyor. Bursa'da da geçtiğimiz hafta seçim heyecanı yaşandı. Bursa Olağan İl Kongresi'nde başkanlığı 314 oy ile Zafer Yıldız'dan devralan Şadi Özdemir ile CHP'yi ve Bursa'yı konuştuk.

CHP Bursa'da hem yerel de hem de genelde iktidarın oldukça gerisinde kaldığını görüyoruz. Siz de seçilir seçilmez hedef olarak 2019 yılında gerçekleşecek seçimlerde çıtayı oldukça yukarı taşıdınız. Bu başarıları elde etmek için nasıl adımlar atacaksınız? İktidar olmanın formülü nedir?

Çok uzun zamandan beri Cumhuriyet Halk Partisi'nde iç meselelerle siyaset tüketilmeye çalışılmış, iktidar hedefi olmadığı için de daha çok içte iktidarı hedeflemiş bir model öne çıkmış... Şu anda partide ciddi değişim yaşanmakta. İlk önce üyelikler herkese açık olacak ve isteyen internet üzerinden de üye olabilecek. Bununla birlikte üyeler ön seçimle birlikte karar ve söz sahibi olacaklar. Siyaset anlayışımızı değiştirerek, Cumhuriyet ve laiklik ekseninde, sistemi korumak siyasetinden, üretim ve üretimi bölüşme üzerine, siyaset anlayışı getirdik. Şimdi daha çok proje ve proje üretme noktalarında örgütlenme çalışmaları yaparak, toplumun her kesimine hitap edeceğiz. Sahadaki örgütlenme anlayışımızı da değiştireceğiz. Bu vaadimiz Bursa'da seçmenlerden ve delegelerden ciddi bir karşılık buldu. Cumhuriyet Halk Partisi, Bursalı partililerimizle beraber iktidar olmak istiyoruz. Yukardan aşağı Bursa'daki bütün seçmenler ile bir araya gelerek çalışacak modeller geliştiriyoruz. Bunun için izleme, çalışma ve danışma gibi uzmanlardan oluşacak ekipler kuruyoruz. Bursalı her bir seçmen ile birebir iletişim halinde olacağız. Dolayısıyla da birebir siyaset anlayışı ile sokaktaki vatandaşlarımıza politikalarımızı anlatarak bizi tanımalarını sağlayacağız. Çünkü seçmen bizi tanımıyor. Bizi başkalarının sunduğu fotoğrafla tanıyorlar. Biz bu fotoğrafı biraz değiştirdik ama saha da yeterince olamadığımız için, seçmenlerle birebir ilişkimiz olamadığı için, bizim değiştirdiğimiz fotoğrafın üzerini AKP örtüyor. Dolayısıyla her seçmene birebir ulaşarak, bizim gerçek düşüncelerimizi gerçek kimliğimizi, duruşumuzu onlara ulaştırıp, bu kentin yönetimine talip olduğumuzu anlatmamız gerekiyor. İktidarın buradan çıkacağına inanıyorum...

GENEL BAŞKANLIK SORUNU YOK

CHP'de 1 Kasım seçimleri sonrasında 'istifa' çağrıları yükseldi. Her başarısızlıkta istifa çağrılarını doğru buluyor musunuz? 16 Ocak'taki kurultaya giden süreci nasıl değerlendiriyorsunuz?

Partimizin genel sorunun, genel başkanlık sorunu olduğu kanaatinde değilim. Bizim temel sorunumuz, çalışma alışkanlıklarımızın, yolumuzun, yöntemimizin bizi iktidara getirecek yol ve yöntem olmamasıdır. O yüzden partideki değişim sürecinin devam etmesi açısından bu kongre için söylemem gerekirse, genel başkanın değişmesinde çok fayda görmüyorum. Çünkü bu değişimi başlatan Genel Başkan'dır. Daha önce bu işleri yöneten, hakim olan arkadaşlar tamamen statükocu bir yapıyla yürüyorlardı. Ama bir sonraki kongrede o gün değerlendirilirse belki de genel başkan kendisi bırakabilir. Bugün için böyle bir ihtiyaç yok. Yani biz yöntemi değiştirmezsek genel başkan değiştirerek sonuç alamayız. İstifa çağrılarının alışkanlıklardan kaynaklandığını düşünüyorum. Yerele kadar indiğimizde de bir sorunda istifa çağrıları yükseliyor. Bu anlayış değişmelidir. Bir üretim varsa, çıktı zayıfsa ve hedeflediğin çıktıyı alamıyorsan önce üretim bandına bakarsınız. Nerede hata yapıyoruz veya girdiler mi hatalı, bakarsınız. Buralarda bir hata yoksa o zaman yöneticiye dönersiniz. Bu süreçler yaşanmadan hemen istifa etsin diyoruz. Bu alışkanlıklar 20-30 yıldır böyle devam ettiği için bunu fırsata çevirip onların yerine geçmek, onların ayrılmasını sağlamak gibi bir alışkanlık partide mevcut. Kongre sürecinin olduğu bir dönemde genel başkana istifa etsin diyen arkadaşlarımızın da bence iki hatası var; Bir, nezakete uygun değil. İkincisi; Bence üyelere şunu diyorlar; 'önceki genel kurul delegeleri doğruyu seçer, sizin şimdi seçeceğiniz genel kurul delegeleri doğruyu seçemez' diyorlar. Bu da o üyelere haksızlıktır.

 İl kongresi seçimin ardından az da olsa bir 'mezhepçilik' tartışması yaşandı. Siz bu tartışmalara nasıl bakıyorsunuz?

 İl kongresi süresince herhangi bir mezhepçilik oluştuğu kanaatinde değilim, böyle bir şey yok. Yani partide bir mezhepçilik mücadelesi yok. İnsanlar kendi proje ve fikirlerini anlatmak yerine öteki tarafla ötekileştirme mücadelesi veriyorlar. Cumhuriyet Halk Partisi'nde bir mezhepçilik tartışması yoktur, bu mezhep söylemi bize uygun bir şey değildir. Mezhepçilik yapıyorlar demek bana göre bölücülüktür. Bunlar bizim birlikte olduğumuz ekibe yönelik suçlamalar. Biz her ilçede karşılığımızı aldık, her ilçede rakiplerimizden daha çok oy aldık. Dolayısıyla bütün Bursa'nın desteklediği bizleri bir mezhepçilik yapmakla suçlamak gibi şansları yok. Bunları konuşuyor olmak sosyal demokrat insanlara yakışmıyor. Biz bu partinin bütün üyeleri ile yoldaş olduğumuzu kardeş olduğumuzu dost olduğumuzun bilincindeyiz. Bütün çalışmamızı da bunun üzerine kuracağız.

BİZİ SUÇLAYANLAR ADAYLIKLARINI GERİ ÇEKTİLER

Seçimlerden sonra sosyal medyada bir fotoğraf yayınladı. Mudanya Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz ile birlikte. Çokça da eleştirildi bu fotoğraf. Eleştirilere cevabınız nedir?

İnsanlar bir mücadeleden çıkmışlar, birlikte bir yemek yiyebilir, hatta eğlene de bilirler. Ben bunda bir sakınca görmüyorum. Normal koşullarda oyun oynamam. Orada çalgıcı arkadaş bahşiş istedi bende bahşiş verdim. Israrlar üzerine iki kişi elimizi kaldırdık. Bir arkadaşımız bunun fotoğrafını çekmiş ve yayınlamış. Burada neyin kastedildiğini anlamadım. İnsanlar emek vermişse, çalışmışsa, sahada olmuşsa, öteki arkadaşlarımız da kazansaydı onlar bir yerde oturup yemek yiyip kutlamayacaklar mıydı? Bu kutlamadan öte bir yorgunluk atmaydı. İnsanların bunları problem görüyor olması polemik konusu yapmasını siyaset anlayışını reddediyoruz. Bizi suçlayanlar onu eleştirenlerin temsilcileri hatırlatırım tekrarlanan seçimde adaylıklarını geri çektiler. Seçilemeyecek yerlere konulacak diye. Ama biz yine adaydık, yine tekrarladık. Yine sahadaydık. Bizim kimseyle kavgamız olmaz, biz iş üreteceğiz. Çalışkan bir parti yaratacağız. Bu kentin belediyelerinin yarısını biz yöneteceğiz. Budur bizi coşkulu kılan. Duruşumuz diktir. Ortaya çıkan enerjiyle de 2019'da Bursa'nın kaderini değiştireceğiz.

Bursa'da sol siyasetin 1999 yılından bu yana zafer kazanamadığını görüyoruz. O tarihten sonra da artık Bursa tüm Türkiye'de sağın kalelerinden biri olarak adlandırılıyor? Bir emekçi kenti olan Bursa için siz bu görüşe katılıyor musunuz?

77 Cumhuriyet Halk Partisi'nin seçim alışı sonrasında da 99 Demokratik Sol Parti'nin seçim zaferi. Tabi şöyle bakıyorum, yani bizim yürüyüş modelimizin doğru olmadığını söylüyorum ve önceki neticelerimizin bütün iyi niyetlerine rağmen hedeflerimizin iktidar hedefli olmadıklarını düşünüyorum. Dolayısıyla iktidarı hak ederek çalışmalar ortaya koyabildiğimizi düşünmüyorum. Biz daha yeni birkaç yıldır iktidar odaklıyız ve çalışma alışkanlıklarımızı projelerimizi ona göre yapıyoruz. Bursa'da sağ seçmen potansiyelinin yüksek değil. Şöyle söyleyeyim solun potansiyel seçmeni bu sistemin mağdur ettikleridir. Bursa'yı da Türkiye'nin mozaiği olduğunu düşünürsek solun potansiyeli oranları da yüzde 75'tir. Sorunumuz ürettiğimiz politikalar seçmenle çakışmıyor. 7 Haziran seçimlerinde üretilen politikalar seçmende karşılık buldu... 7 Haziran'da bu karşılık buldu ama oya dönüşemedi. Ama çok ciddi bir karşılık buldu. Ama kamuoyunda CHP'ye bakış açısını da değiştirdi... Evet, 7 Haziran'dan sonrasında genel başkanımızın uzlaşmacı politikası ile seçmenlerden büyük bir sempati topladı. Sahada olduğum için biliyorum diğer partilerden de sempati kazandı. Ama bunlar birden bire olabilecek şeyler değil. Bir proje ürettiniz, güzel şeyler söylediniz diye değişme olmaz. Bu bir süreç meselesidir. Biz şu an bu süreci yaşıyoruz. 7 Haziran seçimleri öncesi ilk defa Adalet ve Kalkınma Partisi bize 'hayır yapamazsınız' dedi. Daha öncesinde tam tersiydi. Biz toplum nezdinde ilk defa AKP'nin önüne geçtik ve bize 'yapamazsınız' dediği her şeyi sonraki seçimde kendisi vaat etti. Bunun nedeni, toplumda bunun karşılık bulduğunu gördü ve siyaset anlayışını değiştirdi. Ama 7 Haziran sonrası yaratılan terör ortamı, Devlet Bahçeli'nin bizi AKP'ye mahkum eden politika anlayışı ile seçmen tek başına iktidar çizgisine yöneldi.

BURSA'NIN BAKANI YOK 'NAYLON' BAKANI VAR

7 Haziran seçimleri öncesinde Bursa'dan aday olan Mehmet Müezzinoğlu il başkanlıklarına nezaket ziyaretleri gerçekleştirmişti. Siz de nezaket ziyaretlerinde bulunacak mısınız? Bursa'dan 2 bakanın olması Bursa'ya neler kazandıracak?

Sayın Valimiz, Belediye Başkanımız ve AK Parti İl Başkanı telefonla arayıp tebrik ettiler. Biz tabii ki AK Parti İl Başkanlığı ile bir koordinasyon içerisinde olup kentimiz için faydalı işler yapmak açısından görüşmemiz ziyaretlerimiz olacaktır karşılıklı. Yine gündemimizde Büyükşehir Belediye Başkanı ve Sayın Valimizi ziyaret konusu olacak. Bursa'nın Bursalı, bu kenti bilen ve yaşayan bakanlara ihtiyacı var. Bursa ile alakası olmayan bakanların faydalı olacağı kanaatinde değilim. Aynı zamanda Bursa'da yaşayan Bursa milletvekillerinden, Bursa'yı temsilen Adalet ve Kalkınma Partililerden bakanlık verilecek insan olmadığını da düşünmüyorum. Dolayısıyla bizim iki bakanımız değil iki naylon bakanımız var. Her ikisi de çok değerli insanlardır belki ama... Şimdi Sağlık Bakanı'nın Bursa'ya elbet küçük küçük katkıları olur, ama Bursa'yı tanımaz bilmez. Sağlık Bakanı İstanbul'un, Efkan Ala Ankara'nın bakanıdır. Bakın, Faruk Çelik Bursa'dan olsaydı Bursa'nın bakanı olurdu. Ama şimdi Urfa'nın bakanı. Adalet ve Kalkınma Partisi Bursalı siyasetçilere ve Bursa'dan aldığı oylara haksızlık ediyor. Bakanların Bursa'dan çıkması lazım.

Son olarak sizden yeni başkan olarak kent gündemiyle ilgili tespit ettiğiniz öncelikli problemleri dinleyebilir miyiz? Bu problemlerin çözülmesi için ne gibi adımlar atılmalı?

En temel sorun ulaşım, trafik sorunudur. Her yere bat-çık yapılıyor ama bunlarla trafik sorunu çözülmez. Planlamada ciddi sorunlar var. Kentsel dönüşümde birey müteahhit ile yüz yüze bırakıldı. İnsanlar müteahhitlere karşı kendini koruyamıyor. Kentsel dönüşüm rantsal dönüşüme bırakıldı. Sanayi yaklaşımları, tarım arazilerinin sanayi açılması, su kaynakların kullanılması gibi birçok sorun geleceğimizi kirletmektedir. Yakın gelecekte bunların sıkıntısını yaşayacağız. Alt yapı yatırımları durdu, yapılmıyor. Bunlar AKP'nin alışkanlığıdır, görüneni yapıyor. Önemli olan AKP, CHP değil, Bursa'dır. Bursa'nın geleceğidir. Biz buna varız...

2019'DA İKTİDAR OLALIM

Bursa'da 500 bin CHP'li yoldaşımızdan oy alıyoruz. Bizim bu 500 bin kişi ile buluşmamız gerekiyor. Buna ulaşacak teknikler oluşturuyoruz. Bize oy veren seçmenler bizimle iletişim kursunlar ki muhalefet olmaktan kurtulup 2019 yılında iktidar olalım.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.