Hava Durumu

Kışın uykuya dikkat

Uzmanlar, yaz saatinin sona erecek olması nedeniyle uyku problemleri yaşanabileceğini ve bunun yaklaşık bir hafta sürebileceğini belirtti.

Haber Giriş Tarihi: 04.11.2015 08:29
Haber Güncellenme Tarihi: 04.11.2015 08:29
Kaynak: Haber Merkezi
https://bursahayat.com.tr/
Kışın uykuya dikkat

Türk Uyku Tıbbı Derneği (TUTD) Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Oya  İtil, AA muhabirine yaptığı açıklamada, her insanın bir biyolojik saati olduğunu,  günlük periyoda "biyolojik saat" dendiğini söyledi.

 Düzenli yaşayan bir insanın dış etkiler bulunmadan uyanma saatinin  aynı olduğunu ifade eden İtil, Vücudun sürekli bunu dengede tuttuğunu aktardı.

Canlılarda birden fazla biyolojik saat görüldüğünü  söyleyen İtil,  uykusuzluk, uçak yolculukları, gece yatmama gibi dengeyi bozan unsurların  biyolojik saat tarafından düzeltilemediğini anlatarak, "Çünkü biyolojik saatler  birbirleriyle uyumu sağlayamamaktadır. Uyuduğumuz, yemek yediğimiz, uyandığımız  zaman ve diğer bütün faaliyetlerimiz vücudumuz tarafından ayarlanmış zamanlarda  yapılmalıdır" dedi.

 İtil, 25 Ekim'de sona ermesi gereken yaz saati uygulamasının seçim  nedeniyle 8 Kasım'a ertelendiğini anımsatarak, vücudun doğanın ritmine göre  işlediğini dile getirdi. İnsanların biyolojik saatinin kış saati uygulamasına  hemen uyum sağlayamadığına dikkatini çeken İtil, şunları söyledi:

"İnsan vücudunun bu uyum için bir hafta kadar süreye ihtiyacı vardır.  Bu etki, yaşlı ve çocuklarda daha belirgindir. Biyoritmimizi ayarlayabilmek için  kış saati uygulamasına geçilmeden birkaç gün önceden 10-15 dakika kadar daha geç  yatılması önerilir. Sabah da 10-15 dakika geç kalkmaya başlayabiliriz. Sabahları  gün ışığı altında güneş gözlüğü takmadan yürüyüş yapılması bu uyumu daha da  kolaylaştırır. Sabah güneşiyle uyanabilmek için perdelerimizi açık tutmalıyız."

 Mevsim geçişlerinde yapılan saat düzenlemelerinin kaliteli uykuyu  bozabileceğini, bu durumun performansa ve günlük yaşam kalitesine  yansıyabileceğini belirten İtil, gerektiği kadar uyuyamamanın sürekliliği halinde  ciddi bir hastalığın habercisi olabileceğini dile getirdi. İtil, şöyle konuştu:

"Genel olarak, bebekler için günde yaklaşık 16, gençler için 9,  yetişkinler için 7-8 saat uykuya ihtiyaç vardır. Yaşlılarda bu süre azalır.  Insomnia (uyuyamama hastalığı), en çok görülen uyku bozukluklarından biridir.  Geceleri uykuya dalmakta güçlük çekenlerde, sıklıkla uykudan uyanan veya çok  erken uyanıp tekrar uyuyamayanlarda ya da yeterli miktarda uyunmasına karşın hala  dinlenmemiş gibi hissedenlerde bu uyku bozukluğunun varlığından söz edilmektedir.  Uyku bozukluğunun yarattığı yorgunluk, kişide sosyal sorunlara yol  açabilmektedir. Uykuda solunum bozukluklarında, bunların içinde en sık görüleni  uyku apne sendromudur, gece boyunca çok sayıda kısa süreyle uyanma görülür.  Hastalarda en az 10 saniye süreli soluksuzluk (apne) görülür. Gece boyunca  horlamalar ve apnelerle konforlu bir uyku uyuyamadıkları için sabah dinlenmemiş  olarak kalkarlar. Uyku-uyanıklık döngüsü bozukluğu, insanın çevresindeki gerek  duyulan uyku-uyanıklık düzeniyle kendi uyku-uyanıklık düzeni arasındaki  uyumsuzluktur."

 İtil, saat değişikliğine uyum ve kaliteli uyku için, düzenli uyku  saatleri ayarlanması, yatağa ancak uykunun geldiği zaman gidilmesi, öğleden sonra  veya erken akşam saatlerinde düzenli olarak egzersiz yapılması, uyku saatinden 6  saat önce kafeinli içecekler ve alkol içilmemesi, gece geç saatlerde aşırı yemek  yenmemesi, ışık, ses ve sıcaklık ayarlarının yapılması gibi uyku hijyeni  kurallarına uyulması tavsiyelerinde bulundu.

 Doç. Dr. Fidan'ın görüşleri

Tüm Uyku Tıbbı ve Teknologları Derneği (TUTDER) Genel Başkan  Yardımcısı Doç. Dr. Vural Fidan da saat değişikliklerinin melatonin adı verilen  uyku hormonunun düzenli salgılanmasını bozarak uyku düzenini etkilediğini ve uyku  kalitesini azalttığını aktardı. Fidan, "İnsanın saat değişikliklerine uyum  sağlaması haftalarca sürebilir" dedi.

Hayatın ortalama üçte birinin uykuda geçtiğini vurgulayan Fidan, "Bu  sebeple uyumak, canlılar için vazgeçilmez bir ihtiyaçtır. Yeterli miktarda ve  kaliteli bir uykumuzun olması, hem sağlığımızı korumamız hem de gün içinde  işlevlerimizi yerine getirebilmemiz için vazgeçilmez bir zorunluluktur. Yeterli  ve kaliteli uykunun olmaması durumunda, başta kanser, diyabet, kalp-damar,  karaciğer hastalıkları ve bilinç bozukluklukları gibi hastalıklara yol açabilir"  diye konuştu.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.