Hava Durumu

Boşanmak için evlenilmez ama...

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Türkiye'de 2004'te 91 bin 22 olan boşanan çift sayısı 10 yılda yaklaşık yüzde 38 artışla 2013'te 125 bin 305'e yükseldi. Evlilikler ise söz konusu dönemde azalan bir seyir izledi. 2004'te 615 bin 357 olan evlenen çift sayısı 2013'te 600 bin 138'e geriledi.

Haber Giriş Tarihi: 23.11.2015 10:30
Haber Güncellenme Tarihi: 23.11.2015 10:30
Kaynak: Haber Merkezi
https://bursahayat.com.tr/
Boşanmak için evlenilmez ama...

Evliliğin aile olmak anlamına geldiği unutulmamalı ve boşanmak için evlenilmediği hatırlanarak, güzel günler sürekli hatırlanmalı. Sorunların üstesinden gelinmediği koşulda çok geç olmadan, alanında uzman bir merkez ya da kurumdan mutlaka destek alınmalı diyerek aile olmak ve yuvayı bozmak hakkında merak ettiğimiz soruları Av. Berke Sarp'a sorduk.

Boşanma davası hangi mahkemede açılır?

Gerek boşanma gerekse evlilik birliğinden kaynaklanan velayet, mal paylaşımı gibi davaların tamamı bu konuda özel görevlendirmiş ihtisas mahkemeleri olan aile mahkemelerinde ele alınır ve çözümlenir. Davanın açıldığı şehir veya ilçede aile mahkemesi olmadığı hallerde de yargılama aile mahkemesi sıfatıyla asliye hukuk mahkemelerince yapılır.

Genel olarak bir kadının ya da erkeğin boşanma için açtığı davada sebepler neler oluyor?

Türk Medeni Kanunu'nda boşanma sebepleri özel ve genel sebepler olmak üzere iki başlık altında düzenlenmiştir.  Önceden belirlenmesi mümkün olmayan bir olay, kanunun deyişi ile evlilik birliğini temelinden sarsmışsa ve bu sebeple eşlerden artık ortak hayata devam etmesi beklenemezse, boşanmanın genel sebebinden söz edilir. Boşanma davası zina, hayata kast, pek kötü muamele, onur kırıcı davranış, küçük düşürücü suç işleme, haysiyetsiz hayat sürme, terk ya da akıl hastalığı sebeplerinden birine dayanılarak açılıyorsa ve tarafların evlilik birliğini devam ettirmeleri kendilerinden beklenemeyecek durumda ise özel sebeplere dayanılarak dava açılabilecektir.

Evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesi ne demek?

Evlilik birliği, iki tarafın hayatı paylaşması gerektirir. Ancak farklı iki bireyin ortak bir hayat kurması pek çok sorunu da beraberinde getirebilmektedir. Tarafların evlilik birliğinden beklentilerinin farklı olması, kişisel farklılıkları ya da ailelerin evliliğe müdahalede bulunması gibi pek çok sebep bu sorunları artırmaktadır. Evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesi veya bir başka ifadeyle şiddetli geçimsizlik genel bir boşanma sebebi olup eşler arasında kişilik farkı, dünya görüşü, hayata bakış bakımından önemli farklılıklar ve anlaşmazlıklar bulunması ve eşlerin genel ve sürekli anlaşmazlık içinde olmaları durumudur. Eşlerin sürekli tartışma yaşaması, saygının ortadan kaybolması, evlilik birliğinin sarsılmasına örneklerdir. Uygulamada en sık görülen boşanma davası sebebi budur.

Anlaşmalı boşanmanın şartları nelerdir? Anlaşmaya hangi şartlar yazılabilir?

Tarafların evlilik birliğine anlaşmalı boşanma yoluyla son verebilmesi için en az 1 yıldır evli olmaları şartı aranmaktadır. Ancak uygulamada mahkemeler sürdürülmesi mümkün olmadığı sezilen evliliklerle ilgili boşanma taleplerini konu alan davalarda evlilik henüz 1 yılını doldurmamışsa bile davayı usulen birkaç tanık dinleyerek, adeta şiddetli geçimsizlikten kaynaklanan bir boşanma davasıymış gibi, ancak neredeyse anlaşma boşanma davası kadar hızlı bir şekilde çözümleyebilmektedirler. Basında ara ara rastladığımız üzere, yeni evli ünlülerin tek celsede boşanmaları bu sadece mümkün olmaktadır.  Bunun dışında tarafların boşanma anlaşmasının şartları üzerinde tam olarak mutabık olmaları gerekmektedir. Söz konusu boşanma anlaşması dava dilekçesinin eki olarak mahkemeye sunulur ve evlilik ve boşanmaya ilişkin; tarafların birbirleri ve çocukları için ödeyecekleri nafakalara, maddi ve manevi tazminatlara, evlilik birliği sırasında edinilmiş malların nasıl paylaştırılacağına, müşterek çocukların velayetlerinin hangi tarafta kalacağına ve velayet kendisinde kalmayan tarafın çocuklarını ne sıklıkta görebileceğine ilişkin hükümleri barındırır.

Davayı hangi tarafın açtığının bir önemi var mıdır? Hakim buna göre mi karar verir?

Halk arasında; diğer taraftan önce davranarak davayı açan tarafın haklı yahut mağdur olduğu yönünde mahkemede bir algı oluşacağı düşünülse de bu yanlış bir inanıştan başka bir şey değildir. Aynı şekilde, düşünülenin aksine Aile Mahkemelerinin boşanma davalarında kadının haklı olabileceği yönünde bir önyargısı da yoktur. Mahkeme, davayı kimin açtığından bağımsız olarak her iki tarafın da tüm iddia ve savunmalarını dinleyerek edindiği kanaate göre karar verir.

Boşanma davaları ne kadar sürede biter?

Henüz bir yılını doldurmayan ancak tarafların boşanma ve şartları konusunda tam mutabakata varmış olduğu boşanma taleplerinde de hâkim takdir hakkını kullanarak açacağı tek celsede yukarıda bahsi geçen anlaşmalı boşanma prosedürüne ek olarak fazladan tanık da dinleyerek tarafların boşanmasına karar verip davayı neticelendirebilir. Uygulamada karşımıza daha çok çıkan çekişmeli boşanma davalarında ise yargılama süresi oldukça değişkendir. Bu davalarda tanık dinlenmesi, resmi kurumlarla yazışmalar yapılması, küçük çocukların pedagoglarla görüştürülerek psikolojik durumları ile ilgili rapor alınması, bazı hallerde bilirkişi incelemesi yapılması ve tarafların iddialarına göre değişkenlik gösterecek birçok ek konu hakkında da araştırma yapılması söz konusu olacağından yargılama süresi kolaylıkla bir buçuk seneyi aşabilmektedir. Mahkemenin kararını vermesinden sonra taraflardan birinin karardan memnun kalmaması halinde ise dosyanın Yargıtay'a gönderilmesi söz konusu olur ve bu süreç de davadan davaya değişmekle beraber yaklaşık bir yıl müddet daha alır. Bu sebeple çiftlerin mümkünse öncesinde anlaşarak boşanma yoluna gitmesi hayatlarına bir an evvel devam edebilmeleri açısından oldukça önemlidir.

Boşanmaya dair en önemli sorunlardan biri de nafaka. Nafaka hangi durumlarda verilir/ verilmez? Kaç çeşit nafaka vardır? Nafaka neye göre verilir?

İştirak, yoksulluk ve tedbir nafakası olmak üzere Boşanma Hukuku ile ilgili 3 çeşit nafaka vardır. İştirak nafakası, çocuklar için ödenen nafakadır. İştirak nafakasında tarafların kusuru aranmaz, velayet kendisinde olan anne veya baba diğer taraftan iştirak nafakası talebinde bulunabilir.  Yoksulluk nafakası, boşanma neticesinde yoksulluğa düşecek olan eşe ödenen nafakadır. Kusursuz ya da diğer eşe göre daha az kusurlu olan tarafa hükmedilir. Taraflar eşit kusurlu ise yoksulluk nafakasına hükmedilmemektedir. Buna karşılık her iki taraf da kusursuz ise, nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaksızın boşanma neticesinde yoksulluğa düşecek olan eş lehine nafakaya hükmedilebilir.  Tedbir nafakası, boşanma gerçekleşene ve kesinleşene kadar bağlanan nafakadır. İki şekilde talep edilebilir. Boşanma davası açmadan, ayrı yaşamaya hakkı olan eş diğer eşten hem kendisi hem de varsa çocukları için tedbir nafakası talebinde bulunabilir. Boşanma davası ile birlikte, dava sonuçlanıncaya ve karar kesinleşinceye kadar yine hem eşin kendisi için hem de varsa çocuk için talep edilebilir. Genelde dava dilekçesinde, boşanmaya karar verilmesi halinde, çocuk için hükmedilen tedbir nafakasının kesinleşmeden itibaren iştirak nafakası olarak devamına; eş için hükmedilen tedbir nafakasının ise yoksulluk nafakası olarak devamına karar verilir.

Nafaka ödenmezse neler yapılabilir?

Mahkemeler tarafından hüküm altına alınan nafakalar karşı tarafın kendi rızasıyla ödemekten imtina ettiği durumlarda icra takibine konu edilir. Nafaka icra takibinin hemen akabinde ödenmezse nafaka borçlusunun menkul ve gayrimenkul mallarına haciz konulur ve banka hesapları dondurulur. Nafaka borçlusunun üzerine bir mal varlığı olmadığı takdirde ise İcra Ceza Mahkemelerine başvurulur ve bu durumda ödenmeyen her bir aylık nafaka için karşı tarafın 3 ay hapis cezasına çarptırılması söz konusu olur. Nafaka alacaklılarının rızaen ödeme yapmadığı durumların çoğunda nafaka ödemekle yükümlü kişi hapis tehdidi ortaya çıktığında nafakanın tamamını öder. Zira hapis cezası verilmiş olsa dahi bu ceza nafakanın tam olarak ödenmesiyle ortadan kalkar.

 Boşanma davası sırasında maddi ya da manevi tazminat neye göre talep edilebilir?

Burada maddi ve manevi tazminat arasında önemli bir ayrım vardır. Maddi tazminat boşanmanın tarafının evliliğin devamında ve boşanma sırasında uğramış olduğu maddi kayıplara karşılık talep edilebilir. Mahkeme taraflardan maddi tazminat talep etmeleri halinde ileri sürülen gerekçelerden kaynaklanan maddi bir kayıp olduğunu yeterli bir kanaat uyandıracak şekilde ispatlamalarını bekler.  Manevi tazminat ise tarafların evlilik sırasında ve yahut aile birliğinin boşanma ile neticelenmesinden dolayı duydukları acı ve elemin bir karşılığıdır. Taraflar örneğin evlilik sırasında aldatıldıkları ya da fiziksel şiddete uğradıkları için gururlarının kırıldığını ileri sürerek karşı taraftan manevi tazminat talep edebilirler. Maddi tazminatın aksine manevi tazminat acı ve elem gibi ölçülmesi mümkün olmayan bir kaybın karşılığı olduğu için talep edilecek ya da mahkeme tarafından hüküm altına alınacak manevi tazminatının miktarını kestirmek maddi tazminata oranla daha zordur. Bu durumda talep edilecek manevi tazminat miktarının saptanmasında, benzer boşanma davalarında daha evvel hükmedilmiş olan tazminat bedellerinin araştırılması ve buna göre talep ve beklentide bulunulmasında fayda vardır.

Evlilikte şiddet boşanma sebeplerinin başında geliyor. Evlilikte şiddet varsa boşanma kesin midir? Mahkeme boşanmayı gerçekleştirmeyebilir mi?

Medeni Kanun madde 162/I'e göre "Eşlerden her biri diğeri tarafından, hayatına kast edilmesi veya kendisine pek kötü davranılması ya da ağır derecede onur kırıcı davranışta bulunulması sebebiyle boşanma davası açabilir." Pek fena muamele; diğer eşin vücut bütünlüğü ve sağlığına yönelik her türlü saldırıdır. Eşin, diğer eş tarafından bir kez dahi şiddet görmesi bu kapsamda değerlendirilir. Bu nedenle eşe yönelik kötü muamelenin süreklilik arz etmesi aranmaz. Dolayısıyla fiziksel şiddet uygulanması da bu kapsama girdiğinden özel boşanma sebeplerinden biri olup, bu durumun varlığı geçerli bir boşanma sebebidir.

Boşanma davalarında boşanan çiftlerin çocuğu varsa velayet konusu nasıl çözülür?

Boşanma davalarında velayet önce ve dava süresince geçerli olmak üzere tedbiren geçici olarak, dava sonunda ise kalıcı olarak belirlenir. Velayetin anneye veya babaya verilmesi konusunda kanunda açık yönlendirici maddeler bulunmamaktadır ve bu hususta hâkimin çocuğun menfaatini gözeterek karar vermesi düzenlenmiştir. Hâkim,  boşanma sebeplerini, tarafların kişiliklerini, çocuğun yaşını, özelliklerini ve ihtiyaçlarını ve tarafların sosyo-ekonomik durumunu dikkate alarak gerek geçici gerekse normal velayet konusunda karar verecektir. Boşanma davasında velayet hakkı düzenlenirken çocuğun dinlenmesi ve görüşünün alınması da Yargıtay kararları doğrultusunda gereklidir.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.