Hava Durumu

Türklerde kıraathane kültürünün tarihi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 'millet kıraathaneleri' açıklamasıyla son dönemde gündemde olan kıraathane oluşumları üzerine Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Muammer Demirel açıklamalarda bulundu.

Haber Giriş Tarihi: 22.06.2018 10:34
Haber Güncellenme Tarihi: 22.06.2018 10:34
Kaynak: Haber Merkezi
https://bursahayat.com.tr/
Türklerde kıraathane kültürünün tarihi

Ali KAMUR/ Ayşe Nur ESEN

Kıraathanelerin tarihçesini ve kahvehanelerin kıraathaneye dönüştürülmesi örneğinin geçmiş dönemlerde nasıl uygulandığını anlatan Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Muammer Demirel, bu kültürün yeniden canlandırılmasının yanında asıl hedefin kıraathane yapısının genişletilmesi olduğunu söyledi.

Kıraathanelerin tarihçesi nedir?

Kıraathanelerin tarihçesi oldukça eskiye dayanıyor. İslam tarihi açısından bakarsak tarihin yaklaşık 700'lere dayanan kıraathanelerin ilki Mekke'de bir Müslüman tarafından kuruluyor. Mekkeli Müslüman, Müslümanların bir araya gelebileceği bir ev tahsis ediyor. Ve Müslümanlar burada bir araya gelerek orada bulunan kitapları okuyorlar. Osmanlı döneminde de kıraathaneler ile ilgili pek çok örnek mevcut. Buna zaman zaman farklı isimler verildiği de oluyor. Örneğin, kahve içeceği Türkiye'ye geldikten sonra kahvehaneler açılıyor. Bu kahvehaneler günümüzde olduğu gibi oyun oynanan mekanlar değil. Zaten İslam kültüründe boş vakit geçirmek ya da oyun oynamak hoş görülmüyor. Özellikle Bursa, İstanbul gibi şehirlerde kahvehaneler açılıyor fakat çok ilginçtir bu kahvehaneler camilerin yanına açılıyor. Bunun nedeni, Müslümanlar namaz vaktini beklerken burada bekleyerek bu zaman zarfı içerisinde kitap okuyorlar. O dönemin kitaplıkları bugünkü gibi bir kütüphane şeklinde değil o nedenle ellerinde bulunan kitapları defalarca okuyorlar. Okuma bilen vatandaşlar dönemin kitaplarını okuyor diğerleri de dinliyorlardı. O dönemlerde ismi henüz kıraathane olarak adlandırılmıyor, kahvehane veya köylerde 'köy odası' şeklinde isimlendiriliyordu. Bu toplanma yerleri bir şekilde hem dini motivasyon sağlıyor hem de vatanseverlik duygusunu pekiştiriyor.

Kahvehanelerin kıraathaneye dönüşmesi projesinin geçmiş dönemlerde bir örneği var mı?

19'uncu yüzyılda yani 1850'li yıllarda ilk defa 'Sarrafım' diye bilinen bir zat İstanbul'da kahvehanesini kıraathaneye dönüştürüyor. Bu dönüşümde o devrin gazeteleri bu mekana konuluyor ve gelen vatandaşlar bunları okuyor. Takvim-i Vekayi, Ceride-i Havadis gibi dönemin gazeteleri bu oluşumlarda bulunduruluyor çünkü gazeteler günümüzdeki gibi çok basılmıyor ve insanlar rahatlıkla bulup satın alamıyorlar. Gazetelerin ardından yavaş yavaş kitaplar da konulmaya başlıyor. Bunların ardından sanat erbapları devreye giriyor. Yani şiir yazan kişiler gelip orada yazdıklarını okuyorlar. Aynı zamanda aydınlar toplanıp kendi aralarında edebi tartışmalar yapıyorlar. Bu şekilde bir düzenlemeyle bu mekanlara 'kıraathane' denmeye başlanıyor. Özellikle 1960'lardan sonra kıraathane kültürü yaygın hale geliyor. 1860'larda İstanbul'da 'Cemiyet-i İlmiyeyi Osmaniye' diye bir cemiyet kuruluyor ve bu topluluğun da bir kıraathanesi var. Bu kıraathanenin çok ciddi bir kütüphanesi var ve devrin ilim erbapları burada bilimsel tartışmalar yapıyorlar.

Günümüzde eski kıraathane yapısına benzeyen bir oluşum var mı?

Kitapçıların eski dönemin kıraathanelerine benzeyen bir yapıya dönüşmeye başladığını söyleyebilirim. Birçok kitapçı artık kendi bünyesinde çay kahve satışları yapmaya başladı. Bu belki ticari açıdan düşünülüp uygulanmış ama eski yapıya benzerliği büyük ölçüde var. Kitapçıların kafeterya kültürüne gelmesi çok önemli bir durum...

Kıraathaneler veya kahvehaneler hangi ihtiyaç doğrultusunda ortaya çıktı?

Her şeyden önce insanların bu tür mekanlara gitmesinin asıl nedeni vakitlerini değerlendirmek. İnsanlar boş vakitlerini dolu bir şekilde değerlendirmek için buralarda bulunuyor. Söylediğim gibi namaz vakitlerini beklerken burada vakit geçirecekler o nedenle burada geçirilen vakit dini bir motivasyon oluşmasını da sağlayacak. Bunun yanında dünya ve ülke gündeminden haberdar olma arzusu ile de bu oluşumlara ihtiyaç duyuldu. Vatandaş burada vakit geçirecek aynı zamanda dünyadan haberdar olacak, ülkesindeki gelişmeleri takip edecek.

Eski kıraathane ya da kahvehane kültürünü yeniden canlandırmak mümkün mü?

Elbette mümkün fakat bu kültürü yeniden ortaya çıkarmanın yanında biraz daha genişletmeyi amaçlamamız lazım. Çünkü geldiğimiz aşamada özellikle sosyal medya bağımlılığı bizi okumaktan alıkoyuyor. İsmi kahvehane, kıraathane ya da kütüphane olarak farklılık gösterebilir bu çok önemli değil, okuma mekanlarını geliştirmemiz lazım. Günümüzdeki okuma mekanları dijital ortamlardan sağlanıyor o nedenle bu tür oluşumları da destekleyip genişletmek gerekli olabilir. Bir şekilde sosyal medya bağımlılığını azaltmak gerekiyor çünkü insanlar bilgilerini tazeleyemiyor ve giderek düşünmekten uzaklaşıyor. Bizim toplumumuzun okuma alışkanlığının zayıf olduğunu düşünüyorum. Bu durumdan kurtulmak için bugün tartışılan kıraathane modelinin önemli olduğu kanısındayım. Her mahallede bir kütüphane şeklinde dizayn edilen mekanlar insanların uğrak noktası haline getirilebilmeli. Örneğin batı dünyasında okuma oranının yüksek olmasının nedeni her mahalle bir kütüphane bulunması.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.