Hava Durumu

Su altının muhteşem dünyası

Türkiye Sualtı Sporları Federasyonu'nun 2 yıldız dalış ve cankurtaran eğitmeni Hikmet Orakçı'nın oğlu 3 yıldız dalıcı ve altın cankurtaran Faruk Orakçı, Marmara Denizi ile ilgili ön yargıları yıkmak için yola çıktı.

Haber Giriş Tarihi: 25.05.2018 07:29
Haber Güncellenme Tarihi: 25.05.2018 07:29
Kaynak: Haber Merkezi
https://bursahayat.com.tr/
Su altının muhteşem dünyası

Ali KAMUR / Ayşe Nur ESEN

2011 yılında kurulan Bursa'nın ilk ve tek cankurtaran merkezi Mavi Keyif Dalış Kursu hem dalış hem de cankurtaran merkezi olarak faaliyet gösteriyor. Marmara Denizi'nin dalış konusunda tercih edilmiyor olmasından yakınan dalıcı ve altın cankurtaran Faruk Orakçı, dalış konusunda bu talebi arttırmak istediklerini söyledi.

MARMARA DENİZİ'NDEKİ ÖNYARGILARINIZI YIKIN

Marmara Denizi'nin dalış konusunda tercih edilmemesi şeklinde bir takım ön yargıların olduğunu aktaran Orakçı, "Biz daha önce Marmara Denizi'nde fotoğrafladığımız canlılardan bir sergi oluşturmuştuk. Bunun yanında valilikle birlikte Marmara Denizi'nin su altı kitabını hazırladık. Bursa halkını denize çekmek için çabalıyoruz. Marmara Deniz'inde Karadeniz'den gidip Ege'den çıkış söz konusu. Hem çok fazla temizlik yok hem de etrafına sanayi yerleşmiş olduğu için bakımsız durumdaydı. Ancak şu anda bu durum biraz daha iyileştirildi. Bazı bölgelerde denizin etrafında su arıtma tesisleri yapılıyor. Bununla birlikte tamamen temizlenerek düzeleceği üzerine duyumlar alıyoruz. Biz Türkiye'nin her yerinde dalış yapıyoruz ancak Marmara'da gördüğüm canlıların çoğunu diğer denizlerde görmedim. Mesela denizatı, kalkan balığı, pisi balığı, vatoz, ıstakoz gibi pek çok canlıya Marmara Denizi'nde rastladık. İnsanların Marmara Denizi'ne yukarıdan bakıp yeşilini gördüğünde bir de Ege'ye Akdeniz'e gittiğinde o maviyi görmesi vatandaşları sudan itiyor. Aslında olay sadece renk değil, su altındaki yaşam dünyası daha fazla kayda değer. Tabi insanlar dalış yaptığında ferah görüş alanı ister ama Marmara şartları şu an bu" açıklamalarında bulundu.

"TALEBİ ARTTIRACAĞIZ"

Bursa'da dalış sporuna ilginin yoğun olmadığını belirten Orakçı, "Spor durumunun kültürel yapıyla doğru orantılı olduğunu düşünüyorum. Tüplü dalış çok fazla maliyet gerektiren bir spor o nedenle yoğun bir talep olmuyor. Daha bürokrat kesim olan, Ankara ve İstanbul dalış sporu konusunda farklı bir yerde. Deniz olmamasına rağmen Ankara Türkiye'nin en çok dalıcı yetiştiren şehri. O nedenle bu durumu Bursa'da yakalamaya çalışıyoruz. Özellikle Narlı'da yaptığımız tesisle bunu hızlandırmayı ve Marmara Denizi hakkındaki ön yargıları yıkmayı hedefliyoruz" ifadelerini kullandı.

2 FARKLI ŞEKİLDE EĞİTİM

DÜZENEĞİ MEVCUT

Dalış sporuna yeni başlayan vatandaşların hangi aşamalardan geçtiğini anlatan Orakçı, "İnsanlar 2 şekilde su altını görebilir; birisi deneme dalış dediğimiz şekli, diğeri ise eğitim olarak bir dalıcı profiline sahip bir şekilde dalışlara katılmak. Deneme dalışında su altını merak eden kişi geliyor, bir eğitmenle birlikte dalış yapıyor. Ortalama 20 dakika ve 5 metre derinliğini geçmiyor. Tüm kontrol eğitmende olarak su altında 20 dakika boyunca güvenli bir şekilde gezdiriyor. Burada amaç, bazı canlıları görebilmekten ziyade su altında da nefes alınabildiğini ispatlamak ve o farklı dünyayı hissettirmek.

2'nci şekilde ise; Türkiye Sualtı Sporları Federasyonunun talimatnamesine göre, 12 saatlik teorik eğitim var bunun beraberinde 5 tane eğitim dalışı oluyor ve bu dalışlardan sonra belge almaya hak kazanılıyor. Neticede 1 yıldız seviyesinde dalıcı oluyor. Bu belgeyi aldıktan sonra gruplara katılabiliyor, tatile gittiğinde belgesini gösterip tekneye dahil olarak derin dalış yapabiliyor. Böylelikle 2 farklı şekille dalış yapılabilir. Eğitim almak biraz maliyetli olabilir buna Türkiye ortalamasında örnek verecek olursak 600 ila 900 lira arası değişkenlik gösteriyor" diye konuştu.

"KURALLAR ÇERÇEVESİNDE

İLERLEMEK GEREKİYOR"

Dalışta tehlike arz eden bir durum olmadığına dikkat çeken Orakçı, "Trafikte şoför her şeye hakimdir yolundan çıkmaz, ışılara ve kurallara uyar ama başka birinin hatasından dolayı büyük kazalar meydana gelebilir. Ancak su altında bu ihtimal söz konusu değil. Kurallar belli ve bu kurallara uyulduğu sürece hiçbir kaza riski yok. Halk arasında geçmişten bu güne gelen tek bir korku var o da 'Vurgun.' Bu aslında bir dalış hastalığıdır ve kurallar çerçevesinde yapılmadığı takdirde meydana gelir. Eski balıkçıların yaptığı gibi bilinçsiz bir sistemle uzun süre su altında kalındığında bu durum ölümle sonuçlanıyor. Aslında tüplü dalışta vurgunla karşılaşmıyoruz. Bunun dışında geçmiş dönemde dalıcılardan kaynaklı olmayıp tamamen eğitmenin sorumluluğunda olan kazalar da meydana geldi" ifadelerini kullandı.

DALIŞ İÇİN YÜZME BİLMEK ŞART

Dalış yapabilmek için yüzme bilmek gerektiğini vurgulayan Orakçı, "İleri derecede yüzücü olma şartı aranmasa da suya hakim olmak ve sudan korkmamak için yüzme bilme şartımız var. Bunun yanında palet vurmayı bilmek de oldukça önemli bir nokta. Yüzme bilip daha önce palet kullanmamışsa bu kolayca aşılacak bir durum, o nedenle büyük bir sorun teşkil etmiyor" dedi.

Fotoğraflar: Şevki Köksal

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.