Hava Durumu

Paşayeva: Afrin'de gerekirse ben de canımı veririm

26 Şubat 1992 tarihinde Azerbaycan'ın Dağlık-Karabağ bölgesindeki Hocalı Kasabası'nda 106'sı kadın, 63'ü çocuk toplam 613 Azeri sivil vatandaşın Ermenistan ordusu tarafından öldürüldüğü Hocalı Katliamı'nın 26'ncı yılı Kastamonu Üniversitesinde anıldı.

Haber Giriş Tarihi: 23.02.2018 00:23
Haber Güncellenme Tarihi: 23.02.2018 00:23
Kaynak: Haber Merkezi
https://bursahayat.com.tr/
Paşayeva: Afrin'de gerekirse ben de canımı veririm

Azerbaycan Cumhuriyeti Ankara Büyükelçiliği ile Kastamonu Üniversitesi tarafından "Hocalı Katliamını Anma" programı Bilgehan Bilgili Merkez Kütüphanesi Konferans Salonunda gerçekleştirildi.
Hocalı soykırımını anma programında konuşan Azerbaycan Milletvekili Ganire Paşayeva, "Yeni bir Çanakkale'den geçtiğimiz bu coğrafyada dilde, fikirde, işte birlik, vatan kavramı büyük olan gençlere ihtiyacımız var. Türk Dünyası kavramının altının doldurulması, dilde fikirde işte birlik kolay değil. Ama bizim buna ihtiyacımız var. O düşünceye ve Çanakkale ruhuna ihtiyacımız var" dedi.

"Hocalı, modern dünyanın gözleri önünde haritadan silindi"

Karabağ'da modern dünyanın gözleri karşısında Azerbaycan topraklarının yüzde 20'sinin işgal edildiğine dikkat çeken Paşayeva, "Modern dünyanın gözü önünde Avrupa'daki kurumlar bağırırlar insan hakları, demokrasi diye bağırırlar. O insan hakları diye bağıranların nedense işgalci Ermenistan'ın işgal ettiği topraklardan göç etmek zorunda kalan 1 milyon insanın acısı umurunda olmadı. 26 yıldır bu insanlar kendi evlerine dönemiyorlar. Babanızın, annenizin, kardeşlerinizin kabrini ziyaret edemiyorsunuz. Doğduğunuz, büyüdüğünüz evinizi 26 yıldır göremiyorsunuz. Bunun nasıl bir acı olduğunu düşünebiliyor musunuz? 1 milyon kardeşimiz, bu acıyla bugün de yaşıyor. Hocalı adında bir kent modern dünyanın gözleri önünde haritadan silindi" diye konuştu.

"Amerika'nın çıkarına bir karar olsaydı 20 günde uygulamaya başlarlardı"

Azerbaycan topraklarını işgal eden Ermenistan'a baskı yapmanın zor olmadığını vurgulayan Paşayeva, "Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin 4 kararı var ama o kararların uygulanması için Ermenistan'a baskı yok. BM'nin 4 kararına göre işgalci Ermenistan'ın çekilmesi lazım Azerbaycan topraklarından ama bunun uygulanması için bir Ermenistan'a baskı yok. Ama yarın Amerika'nın çıkarına bir karar olursa onu alır, 20 gün bile beklemeden silahını topunu tüfeğini de alır, gelir onu uygulatır. Ama 1 milyonun insanın dönememe hakkı o kurumların umurunda bile değil" şeklinde konuştu.

"Hocalı'da soykırıma uğrayanların tek suçu Türk olmaktı"

Hocalı'da Ermenistan tarafından soykırıma uğrayanların tek suçunun Türk olmak olduğuna işaret eden Paşayeva, "O insanlar Azerbaycan vatandaşı olduğu için öldürülmedi. Onu yapan zihniyet bunu kendisi söylüyor. Sadece Azerbaycan vatandaşı olduğu için değil, 'Türk olduğu için onlara o acıyı yaşattık' diyorlar. Maalesef bu soykırımı görmezden gelenler adalet karşısında henüz cevap vermiş değiller. Azerbaycan'ın yaptığı bütün çalışmalara rağmen ne Avrupa, ne Batı, ne Rusya, hiçbiri onların adalet karşısında cevap vermesi için hiçbir adım atmadı. Rusya'nın Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'ndeki (AKPM) heyetinin oy hakkını Ukrayna topraklarını işgal etti diye elinden alanlar ama Azerbaycan topraklarının yüzde 20'sini işgal eden Ermenistan heyetinin neden oy hakkını elinden almadınız. O işgali hayata geçiren ve Hocalı soykırımında direkt eli olan o katili, Strazburg'ta AKPM'ye davet ettiler ve alkışlayarak kürsüye çıkardılar. Bize göre bunun anlamı böyledir. Sizin Avrupa'dan, Batı'dan verdiğiniz mesaj bence budur. Hristiyan toprakları işgal edilemez ama Türklerin, Müslümanların toprakları işgal edilirse birde bir Hristiyan devleti tarafından o zaman bunu destekleriz, onu alkışlarla böyle kürsüye çıkartırız" ifadelerini kullandı.

"Terörü destekleyenler Türkiye'nin, Azerbaycan'ın güçlü olmasını istemiyor"

Terör örgütlerinin, Türkiye'nin, Azerbaycan'ın güçlü olmasını istemeyen devletler tarafından desteklendiğine işaret eden Paşayeva, şöyle konuştu:  "PKK/PYD/YPG adı ne olursa hepsi terör örgütüdür. Biz de insanlık adına bu terör örgütleriyle mücadele ediyoruz. Hayır, edemezsiniz, bu ameliyatı yapamazsınız, bunu durdurun. Basınlarında yalan yanlış haberlerle terörle mücadeleyi farklı göstererek yanlış algı oluşturmaya çalışıyorlar. Neden terörle mücadelede yanımızda değiller biliyor musunuz? Aslında terörün arkasında kimlerin durduğunu da bu vesileyle daha iyi görmüş oluyoruz. Eğer bir olayın arkasında kimlerin olduğunu görmek isterseniz, üzerine gidin. Üzerlerine gittiğinizde üstünüze çıkarlar, şimdi hepsi üste çıkmaya başladı. Biz, biliyorduk ki o silahlar, o politik destekler nereden geliyordu. O yüzden de Türkiye'mizin terörle mücadelesinde, nasıl Azerbaycan'ın yanında yoktular Türkiye'mizin de yanında değiller. Her türlü engel olacaklar, çünkü Türkiye'nin ve Azerbaycan'ın güçlenmesini istemiyorlar."

"Hristiyanlar Ermenistan'a sahip çıkarken, birçok Müslüman ülkesini yanımızda göremiyoruz"


Ermenistan'ın arkasında Hristiyan dünyasının bulunduğuna dikkat çeken Paşayeva, şunları kaydetti: 
"Hep arkasında oldular. Ama maalesef ki üzücü bir olay o ki, bugün Türkiye'de de aynı durumu görüyoruz, Hocalı'da da, Karabağ'da da birçok Müslüman ülkesini yanımızda göremiyoruz. Yoklar, çoğu da suskun. Düşmanlar karşımızdaydı, dostlarımızı göremiyorduk. Yanımızda sadece Türkiye vardı, Müslüman ülkelerden Pakistan, Özbekistan kardeşlerimiz vardı. Bugün aynı durumda da aynı ülkeleri görüyoruz. O yüzden diyorum ki yeni bir Çanakkale'den geçtiğimizde o ruha ihtiyacımız var. O ruh birbirine sahiplenme ruhudur. Birlik ruhudur. Çünkü bugünkü dünyanın şartları bu. Bugünkü dünyada uluslararası hukuk çökmüştür. Uluslararası kurumlar, büyük güçlerin çıkarlarına hizmet dışında hiçbir şey ile ilgilenmiyorlar. Bugünkü dünyada haklı olmanız yeterli değil. Çünkü bu dünyanın artık tek bir kuralı var güçlü olacaksınız. Eğer güçlüyseniz hakkınızı koruyacaksınız, eğer gücünüz yoksa hakkınızı koruyamayacaksınız."

"Bu bölgede büyük güç olmayalım diye her türlü senaryo ve oyun kuruluyor"

Bu bölgede büyük güç olmamaları için her türlü senaryo ve oyunun kurulduğunu anlatan Paşayeva, şöyle devam etti:
"Biz, bir zaman büyük bir millet olmanın farkını unuttuk ya da o kadar farkında olmadık. Ama başkaları bunun ciddi farkındaydı. Her türlü oyunlar, senaryolar kuruldu ki bu bölgede büyük güç olamayalım diye. Böyle acılar ve üzüntüler, kurulan senaryoların sonucu olarak karşımıza çıktı. Bizim de bir yerde hatalarımız oldu. Onlar senaryolar, oyunlar kurarken biz ise devlet ve vatan kavramının farkını ayırt edemedik. Çünkü Türkiye devlet, Azerbaycan devlet, Özbekistan, Kazakistan, Türkmenistan veya diğerleri bir devlet. Vatan ise, Doğu Türkistan'dan tutun Kırım'dan, Bayırbucak'tan, Ahıska'dan, Kıbrıs'tan baktığımız bu büyük coğrafya ise vatandır."

"Afrin'de teröristler kırmızı çizgimize kadar geldiler, biz de gereğini yapıyoruz"

Afrin'de Türkiye'nin varlığının sorgulandığını hatırlatan Paşayeva, "Ama biz de size soruyoruz o zaman, sizin ne işiniz var o zaman orada. Sınırımıza kadar geldiniz, sizin ne işiniz var orada, onu da bize bir anlatın. Biz bilelim. Ama ne işleri olduğunu biz biliyoruz. Artık kırmızı çizgilere kadar geldiler. Şimdi kırmızı çizgilerde onları durdurup, geri tepmek için bizim tekrardan o Çanakkale ruhuyla bunu yapmamız gerekiyor. Ben, Türkiye'yi Azerbaycan kadar vatanım olarak görüyorum, seviyorum. Çünkü biliyorum ki o da vatan, bu da vatan. Bu vatan güçlü olursa o vatan güçlü olacak. Bu vatan zayıflarsa o vatan da güçlü olamaz. O vatan güçlü olursa senin oradaki gücün artar, o vatan orada zayıf olursa senin burada gücün artamaz" dedi.

"Afrin'de gerekirse ben de canımı veririm"

Afrin'de Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından gerçekleştirilen Zeytin Dalı Operasyonunda gerektiğinde kendisinin de canını verebileceğini söyleyen Paşayeva, "Bu yüzden Afrin'de gerekirse ben de gider savaşır, canımı veririm. Çünkü bu vatanın gücü hepimizin gücüdür. Zayıflaması demek hepimizin zayıflaması demek. Hocalı'da Ermenistan katliam yaptığında, bugün Türkiye'de terörle mücadelede Mehmetçiklerimiz şehit olursa bizim gençlerimizin eğlenmeye hakkı var mı? Yok. Bugün biz, hepimiz birer asker olmamız gerekiyor. Vatan topraklarının savunmasında asker orada savunur, biz ise sosyal medyadan tutup her yerde de savunmak bizim vazifemizdir" şeklinde konuştu.

"Türkiye, tüm Müslüman dünyasının en güçlü kalesidir"

Paşayeva, sözlerini şöyle sürdürdü: "Artık son kalemize geldiler. Bunu iyi bilmeniz gerekiyor. Bütün kalelerimizi aşa aşa son kale olan Türkiye'mize geldiler. Türkiye, tüm Müslüman dünyasının en güçlü kalesidir. Burası zayıflarsa tekrardan bu coğrafyanın toparlanması çok zor olur. Size yemin ederim, o yüzden her yerde o gün bugündür. Türkiye'ye her yerde sahip çıkacağız, daha çok sahip çıkacağız. Azerbaycan'a daha çok sahip çıkacağız. Bizim dedelerimiz Çanakkale İstiklal Mücadelesinde 'söz konusu vatansa gerisi teferruattır' demiştir. Hangi dinde olursanız olun, hangi millette, hangi düşüncede olursanız olun, hangi partiden olursanız olun, hangi ideolojide, hangi mezhepten olursanız olun fark etmez. Çünkü bugün söz konusu olan vatandır. Biz de dedelerimiz ve ninelerimiz gibi gerisi teferruattır deyip birbirimize sarılacağız. İzin vermeyeceğiz ki bizim içimizden bizi vursunlar. Kendi içimizden kendi insanlarımızın eliyle bizi vurmalarına izin vermeyeceğiz. Birlik ve beraberlik içerisinde bugün bu kalemizi zayıflatmak isteyenlere nasıl Çanakkale'de dedelerimiz o dersi verdilerse, biz de o dersi onlara vereceğiz. Bunu sadece Türkiye için değil, Bayırbucak, Kerkük, Karabağ, Hocalı, Kırım, Kuzey Kıbrıs, Ahıska, Doğu Türkistan'a kadar bütün bu vatan coğrafyası için mücadele edeceğiz."


Konuşmasının ardından Kastamonu Üniversitesi tarafından Azerbaycan Milletvekili Ganire Paşayeva'ya 'Fahri Doktorluk Unvanı' verildi. Fahri Doktorluk Unvanı tevdi töreninde Kastamonu Üniversitesinin cübbesini ise, Paşayeva'ya Rektör Aydın giydirdi.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.