'Kilit partiyiz'

Bilal KAYAALTI

Nilüfer'de bulunan ofisinde Hayat Gazetesi'ne çok özel açıklamalarda bulunan Atmaca, ülkenin zor günlerden geçtiğini vurgularken, etrafımızın bir ateş çemberine dönüştüğünü, dünya barışının her geçen gün bir çıkmaza girdiğini bu durumdan partisinin akıllı politikalar üreterek pozitif sonuçlar elde edeceklerini söyledi.

TEŞKİLATLANMA ÇALIŞMALARINI ANLATIR MISINIZ?

15 Temmuz darbesinin ardından teşkilatı güçlendiren çalışmalara ağırlık vermiştik. Ama yaşanan olağanüstü gelişmelerin ardından yeniden 9. aydan sonra halkla buluşma ve sokağa çıkarak vatandaşla tekrar buluşmaya başladık. İlçeler ziyaret ediliyor, esnaflar, dernekler ve muhtarlarla bir araya geliyoruz. Maalesef önceki seçim dönemlerinde görmediğimiz manzaralarla karşılaşıyoruz. İnsanların siyasetten uzaklaştığını, ilgisiz davrandıklarını gördük. Buda bizi ülke adına endişelendiriyor, korkutuyor. Siz ne anlatırsanız anlatın, sıkıntılar ortadan kalkmaz anlayışı söz konusu; siyasetten ümidini kesmiş olan insan manzaraları görüyoruz. Buna rağmen biz, Saadet Partisi olarak ümitsizliğe yer vermiyoruz. Hedeflenen büyük Türkiye'nin yeniden inşa edileceğini biliyoruz. Tarihe baktığımızda bunun birçok örnekleri var. Şimdi yoğun bir şekilde kongre sürecine girdik.

CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİNDE ADAYINIZ OLACAK MI?

Elbette kendi adayımızı çıkaracağız ve bu seçimde de iddialıyız. Sizlerde takdir ederseniz, son zamanlarda ilginin en çok arttığı parti Saadet Partisi'dir. Bunun en büyük sebebi, kutuplaştırma siyasetidir. Buradan yola çıkarak insanlar sözü itibar gören tek hareket Milli Görüş hareketidir. Önümüzde yaşanacak muhtemel erken seçimin favori partisi SP'dir. Oyunu artıracak parti Saadet olacak, biz bunu saha çalışmalarından görüyoruz. Akıl tutulmasının yaşandığı bir ortamda doğru adımlar atıyoruz. Milletimiz bunu görüyor. Yaptığımız etkinliklerde bize olan ilginin farkındayız. Seçim barajının kaldırılmasıyla ilgili açıklamalar yapılsa da bir nevi AK Parti'nin hükümet olması için alt yapı oluşturulduğunu düşünüyoruz. Bizim önemsediğimiz seçim Cumhurbaşkanlığı seçimidir. Malumunuz olduğu üzere yeni geçilen sistemde parlamentonun pek hükmü yok. En basit örneği TEOG'ta yaşananlardır. Biz bir kişinin bu kadar yetkililerle donatılmasının yanlış olduğunu düşünüyoruz.  2019'da Saadet Partisi adayını çıkaracak ama endişemiz şart olarak getirilen 100 bin imzadır. Bu belirsizlikler bizi düşündürüyor ama tüm bu yaşananlara rağmen hakkın galip geleceğini biliyoruz.

2019 GENEL SEÇİMLERİNDE BEKLENTİNİZ NEDİR?

2019 genel seçimlerinde daha öncede belirttiğim gibi parti olarak iddialıyız. Cumhurbaşkanlığı seçiminde her kesimden kabul görecek bir aday çıkaracağız. Bugün uygulanan politikaların sonuç getirmediğini görüyoruz. Bu durumu herkes biliyor, AK Partili kardeşlerimizde bunun farkındalar amagerekçe olarak dedikleri şu, "biz yedi düvele karşı bir savaşın içindeyiz, bundan dolayı Cumhurbaşkanımızın arkasında duruyoruz". Bizde diyoruz ki, halk yaşanan süreci görüyor.Diğer partililer bile halkımızın AK Parti'den sonra sıranın Saadet Partisi'ne geleceğini söylüyor. Onun için bu seçimin favorisiyiz. Saadet TBMM'de milleti temsil etmesi gerekiyor. Önümüzdeki seçimin kilit partisi olduğumuzu bir kez daha ifade etmek istiyorum.

YEREL SEÇİMLERDE HEDEFİNİZ NEDİR?

Biz genel seçimlerde olduğu kadar yerel yönetimlerde de başarılı olacağımızı inanıyoruz. Parti olarak hedefimiz, bize görev veren seçmenlerimize en doğru ve en iyi hizmeti vermektir. Yerel yönetimler konusunda mevcut iktidarın durumu ortada. Belediye başkanlarının görevden alınması bu fotoğrafın netliğini ortaya koyuyor. Bugün bütün belediyeler ödenemez borçların altında. Bu kadar borcu olan yerel yönetimlerin hala borca girmesine bir anlam vermiyoruz. 71,5 milyar faiz ödemesinin bulunduğu 2018 bütçesinde bu tür israfın yapılmaması gerekiyor. Sanki borç yokmuş gibi davranılıyor, toplumun ihtiyaçları dikkate alınmıyor. Seçim tercihlerini etkileyecek adımlar atılıyor. Buda denizin bittiğini gösteriyor. O yüzden milletimiz Milli Görüş belediyeciliğinin ne olduğunu biliyor. 1989'la, 2002 arasında nasıl hizmetler yaptığını biliyor.

SİSTEMDE PROBLEM OLDUĞUNU İDDİA EDİYORSUNUZ BU KONUYU AÇAR MISINIZ?

Şimdi akıl tutulması var, son yıllarda ekonomide meydana gelen düzensizlikler Cumhurbaşkanımızın dedikleriyle daha komik hale gelmiştir.  Mesela, Cumhurbaşkanı halka dövizlerinizi bozdurun çağrısı yaptı, halkımız bu çağrıya karşı duyarlı oldu ama sonuç maalesef iyi olmadı. Ondan sonra yerli parayla alışveriş edin dediler ama bunlar doğru şeyler değil, biz sistem neden bozuk diyoruz. Dikkat edin son dönemlerde Türkiye Cumhuriyeti'nde bütün yazılımlar üretime dönük değil, hepsi hayatı kolaylaştırmaya yönelik. Biz hayatımızı sürdürebilmek için dışa bağımlı bir ülke olduk, artık 5 kat daha bağımlı hale geldik,ithalat yapamıyoruz.  Biz kendi kendine yetebilen bir ülke olmadığımız sürece ülkemizde bu tür sıkıntılar olacaktır.Ancak,  Türkiye'nin ekonomiye dayalı kaynakları çok. Biz bunları harekete geçirmeliyiz. Bu dinamikleri hayata geçiremezsek,  borçtan ve ekonomik dar boğazdan kurtulamayız.  Bu önlemler alınmadan ülkemiz refaha çıkamaz. Önceden tarım ürünlerinde kendi kendimize yetiyorduk. Bugün ise kuru fasulyeden, mercimeğe kadar birçok ürünü ithal etmek zorunda kaldık.

ORTADOĞU'DA NELER OLUYOR

Biz şahsiyetli bir politika sürdürmekten yanayız. Ancak mevcut hükümetin iç ve dış politikalarını başarılı bulmuyorum. Bugün içerdeki çekişmeler herkesçe bilinmektedir. Meclis toplantıları maalesef kavgasız sonuçlanmıyor. Dış politikada ise başta Suriye olmak üzere komşularımızla kavgalarımız bize olumsuz yansımakta.Örneğin Suriye çok büyük bir hataydı. Mevcut dünyada, dünün dostu düşman, dünün düşmanı ise dost görünümünde. Biz Saadet Partisi olarak iç ve dış politikalarda hükümetin daha dikkatli olması gerektiği önerisinde bulunmuştuk. Irakla olan sorunlarımız, PKK terörünü bir türlü bitirme noktasına getirememektedir.  Yaşanan tüm bu olayların tek bir amacı var, büyük İsrail devletini kurmak. Kudüs başkenti olan bir devlet tesis edilmek isteniyor. Bugün Ortadoğu'da ABD ve İsrail'in bu eylemlerini engelleyecek kaç tane devlet var. Filistin'de bugünlerde yaşanan olaylardan dolayı İslam İş Birliği Teşkilatı'nın toplanmasından söz ediliyor, bu teşkilat Müslümanları pasif duruma getirmek için Siyonistler tarafından kurulmuştur. Kim kimin hakkını savunacak, hakikaten merak ediyorum. Yapılması gereken son günlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın gündeme getirmeye başladığı D 8'i kurmaktır. Güç budur. Sanırım şimdi daha iyi anlaşılıyor, Necmettin Erbakan'ın ne kadar büyük bir bilge ve siyasi bir deha olduğu şimdi daha iyi anlaşılıyor.