Hava Durumu

Kent müzeciliği Bursa'da başladı

"Türkiye'de kent müzeciliği kavramı ilk olarak Bursa'da başladı" diyen Bursa Kent Müzesi Koordinatörü Ahmet Erdönmez ile kent belleğini canlı tutarak gelecek nesillerin geçmişle tanışmasına vesile olan müzeleri, Eski Bursa'yı, yeni fikirleri Bursa Hayat Gazetesi için konuştuk...

Haber Giriş Tarihi: 03.10.2016 10:32
Haber Güncellenme Tarihi: 03.10.2016 10:32
Kaynak: Haber Merkezi
https://bursahayat.com.tr/
Kent müzeciliği Bursa'da başladı

Furkan KAHRAMAN

Bursa Kent Müzesi Koordinatörü Ahmet Erdönmez, Bursa Kent Müzesi'nin tarihini, gelecek sergileri ve Bursalıların tarihi mirasa bakış açısını Bursa Hayat Gazetesi'ne değerlendirdi...

Öncelikle, Bursa Kent Müzesi'nin geçmişiyle alakalı ufak bir bilgi alalım?

2000 yılında Türkiye Tarihi Kentler Birliği diye bir sivil toplum örgütü Bursa'da kuruldu. Bu örgütün amacı, şehirlerin tarihlerini, tarihi eserlerini ve geçmişini korumak idi. Bu amaçla Bursa'da kuruldu ve büyük bir heyecanla kuruldu. Yani o zaman 25-30 belediye üyeyken, şu anda tam 550 belediye üye oldu bu teşkilata. Kurulduktan sonra 'biz şehirlerimizi tanıtabiliyor muyuz?' sorusu gündeme geldi. Dünyada bu şehirler nasıl tanıtılıyor, bu kent müzeleri kavramı Amerika'da çıktı. Yani kentin tarihini tanıtan, dünden bugüne kentteki tüm gelişmeleri tüm zenginlikleri, ne varsa bu kent müzeleri anlatıyor. Amerika'da çıkan bu heyecan tabi Avrupa'da da yayıldı, dolayısıyla da Tarihi Kentler Birliği'nin gündemine girdi. Girince, dediler ki, biz Bursa'ya bir kent müzesi kuralım. Bu kenti tanıtsın. Çünkü kent müzesinin amacı kent bilincini geliştirmek, kentliği şehir hakkında bilgilendirmek. Ve ondan sonra yer aranıyor. Bu bina da, adliye binasıydı, boştu adliye yeni yerine taşınmıştı. O zamanki Belediye Başkanı Erdoğan Bilenser ve Vali Ali Fuat Güven, dönemin Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk ile temas edip bu mülkü büyükşehir belediyesine aldılar. Kent müzesi kaydıyla.

ÇOCUKLAR ŞEHRİNİ BURADA TANIDI

Sonraki süreç nasıl gelişti?

Evet. Ondan sonra çalışmalar başladı. Bana o zaman dediler ki, biz böyle bir şey düşünüyoruz, bu sistemi yürütür müsün? Ben 2002 yılında devreye girdim, ondan sonra senaryo yazıldı, bina restore edildi, ve ondan sonra Kent Müzesi sisteminde uygulama yapıldı ve 2004 yılında açıldı. Türkiye'nin ilk kent müzesi bu. Tabi ondan sonra da halkın büyük bir ilgisi başladı. Çünkü 8500 yıl önceki Bursa'yı anlatıyoruz. Bitinya, Roma, Bizans sonra Osmanlı geliyor. Osmanlı burada kurulmuş. Burada 6 tane padişahı var. O yüzyıllarda 15-16-17. yüzyıllarda Bursa nasıldı? Kurtuluş Savaşı'nda Bursa nasıldı, orada neler oldu, sonra Bursa'nın başından geçen yangınlar afetler felaketler, sonra Mudanya Mütarekesi, cumhuriyet dönemi, cumhuriyet döneminde neler yapıldı, Bursa belediyesi nasıl gelişti, ekonomisi nasıldı aşağıda bir çarşı var biliyorsunuz, o çarşıda da Bursa ekonomisi anlatılıyor. Ve Bursa'da somut olmayan kültürel miras, ninniler, maniler, isim koymalar, düğün gelenekleri, müzik gelenekleri, yemek kültürü, kaplıca kültürü, sağlık kültürü, aklınıza şehirle ilgili ne geliyorsa burada bulabiliyorsunuz. Bu ilgi yükselince, mesela 2014'ten bugüne kadar 3 milyon kişi gezmiş burayı, yükselince, okulların ilgisi, biz okullarla da temas ediyoruz. Okulların ilgisi çoğalmaya başladı çünkü burada eğitim görmeye başladılar. Şehrini burada tanımaya, derslerini burada yapmaya başladılar. Sonra bu bizi heyecanlandırdı, 2006 yılında Avrupa Müzeler Birliği diye bir teşkilat var. Bunun amaç Avrupa Birliği'ne ait müzelerin kalitesini yükseltmek. Biz oraya üye olduk. Bir de her yıl yarışma yapıyorlar, o yarışmaya da girdik. Bize dediler ki Avrupa'daki müzelerle yarışılır mı? Olsun dedik, biz bir şeyler öğreniriz, Lizbon'da yapılan yarışmada sürpriz şekilde bize dediler ki Avrupa'da gezilebilecek müzeler arasına girdiniz. Bir de belge de verdiler. Bu tabi bizi daha heyecanlandırdı. Sonra bu Tarih Kentler Birliği bir karar aldı, her kente bir kent müzesi, bu yayılmaya başladı, nerede kent müzesi, Bursa'da. O zaman herkes Bursa'ya gelmeye başladı.

Diğer şehirlerde 'kent müzesi' olarak çalışmalar ne durumda?

ÇEKÜL vakfı ve TKB ortak yapıyor bu işi. Beni de danışman yaptılar. Şu ana kadar herhalde 150 belediye gelip buradan örnek aldı, biz danışmanlık yapıyoruz, halihazırda birçok yere danışmanlık yapıyoruz. Sonra bu AB'nin toplantısını biz Bursa'da yaptık. Çok ilgiyle karşıladılar. Bir üst kurul oluşturdular Avrupa Müze Akademisi diye, bilimsel takviyeler veriyorlar müzelere, her yıl yarışmalar yapıyorlar. Türkiye temsilcisi olur musun dediler. Ben de olurum dedim, Türkiye temsilcisi oldum. Ve böylece, 2016 yılına geldiğimizde Türkiye'de birçok kent müzesi açıldı şu ana kadar 60 tane mi ne, hepsinin çıkış noktası burası, çoğunun danışmanlığını biz yaptık. Birçoğuna da şu anda devam ediyoruz. Balıkesir, Harran bitti, Trabzon Arşiv Müzesi bitti, şimdi Kastamonu İnebolu yapıyoruz. Birçoğunu sayabilirim, danışmanlık yapıyoruz. Böylece Türkiye'de ilk olmanın bir avantajı ve tabi ki gururu da var. Kent müzelerinin netice olarak, kent bilincinin geliştirilmesi için, kentlere kendi kendini tanıtmak için kurulmuş bir okuldur. Genel olarak böyle bir anlattım. Şimdi sizin merak ettiğiniz bir soru varsa?

70 ÇALIŞMA SERGİLENDİ

Sizin müzecilik alanında iştigal olma durumunuz nasıl başladı?

Ben sanayiciyim. Ama aynı zamanda koleksiyonerim. Osmanlı eserlerinin koleksiyonerliğini yapıyorum. Ve ilgim bu tarafa doğru çocukluğumdan beri vardı. Birçok Osmanlı eserini topladım. Dünya'da birçok ülke gezdim ve gittiğim yerlerde de hep müzeleri gezdim. Sonra Avrupa Müzeler Birliği, akademik birlikler, Türkiye'deki birliklerle devamlı eğitim faaliyetlerinde bulundum ve böylece bir noktaya kadar gelebildim. İstanbul İktisadi ve Siyasi Bilimler okulunu bitirdim ve şu anda da iyi bir Osmanlı koleksiyonu eserlerim var.

Şimdiye kadar Bursa Kent Müzesi'nde kaç tane konsept çalışması yapıldı?

70 geçici sergi yapıldı. Bunlar mesela 'Bursalı gelinin çeyiz sandığı', 'Bursa'da yemek kültürü', 'kahvehane kültürü', 'sufi Bursa' gibi...

Bursa'daki müzecilik alanındaki gelişmeleri ve Bursa'nın kat etmesi gereken yolu nasıl görüyorsunuz?

Bursa'da Kent Müzesi açıldıktan sonra yeni bir heyecan başladı ve Kent Müzesi'yle beraber Karagöz ve Hacivat müzesi, Vakıf Müzesi, Hünkar Köşkü, Merinos Tekstil Sanayi Müzesi, Merinos Enerji Müzesi, İpek müzesi açıldı. Vakıf Kültürü Müzesi, Göç Müzesi de açıldı, Bıçak Müzesi, Bursa Tarım Müzesi, Teleferik Müzesi, Osmanlı Tarih Müzesi'nin ise altyapısı hazırlandı, bir kısmı yakında birkaç ay içinde açılır, diğerleri de yıl sonuna ya da önümüzdeki yıla açılabilir. Yani burada görüyoruz ki, demek ki 2018 sonuna doğru 20 tane müze olacak Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı. Ben gelişmeyi olumlu görüyorum ama özel teşebbüsün de artık bu işe girmesinin zamanının geldi Bursa'da. TOFAŞ'tan başka yok. Esad Uluumay'ın bir müzesi var. Orman Müdürlüğü'nün bir müzesi var. Aslında Gemlik Umurbey'de Celal Bayar'ın müthiş koleksiyon müzesi var. Bir de Kültür Bakanlığı'na bağlı müzeler var Bursa'da. Genel olarak bakıldığı zaman ben gidişatın uygun olduğunu görüyorum. Yeterli mi değil, mesela İstanbul'da Koç, Sabancı, Eczacıbaşı o kadar çok yatırım yapıyorlar ki müzelere.

Şu an hangi çalışma sergileniyor müzede?

Müzemizde şu sıralar 'Bursa'nın yetiştirdiği sahne sanatçıları' adlı bir çalışmamız var. Sergi içerisinde Türk Sanat Müziği, Türk Halk Müziği, tiyatro ve sinema dallarında faaliyet gösteren isimleri anmak ve tanıtmak istedik. Sergimiz yılbaşına kadar açık olacak.

Ondan sonraki çalışmalarınız belli mi?

Ondan sonra bağışlarla ilgili bir sergi açıyoruz. Bursa halkı o kadar bağış yaptı ki bize, müthiş eserler bağışladı. Şimdi hepsini gururlandırmak için her bağış yapana bir vitrin açacağız ve o eserleri sergileyeceğiz. 'Bursa bizi bağışladı' adı altında.

KEŞKE ESKİ BURSA KORUNABİLSEYDİ

Nüfusu üç milyon olan Bursa, müze kavramına nasıl yaklaşıyor? İlgi beklediğiniz düzeyde mi?

Genel olarak biz memnunuz. Ama müzeyle hiç ilgisi olmayan, hatta bu müzenin açıldığından haberi bile olmayan insanlar var. Ama ben onları kınamıyorum. Demek ki eksiklik bizim. Daha çok duyuru yapmamız lazım, onların ayağına gitmemiz lazım. Ama genel olarak ben Kent Müzesi'ne halkın ilgisinden memnununum. Ama bu yeterli mi, değil. Bizim daha çok çalışmamız gerek.

Bursa kültür potansiyeli çok fazla olan bir şehir, büyük bir mirasın üzerinde yükseliyor. Sizce yönetimiyle, vatandaşıyla biz bu mirasa ne kadar sahip çıkıyoruz?

1970'lere kadar fotoğraflara baktığınız zaman Osmanlı Bursa'sını yapı olarak görüyorsunuz. Ama 70'lerden sonra Bursa'ya olan göç, sanayi göçü, bir sürü fabrikalar, işçi ihtiyacı dolayısıyla göç aldı. Hızlı göç alması dolayısıyla apartman hevesiyle birlikte şehir müthiş bir deformasyona uğradı. Önce bunu bir kabul edelim. Ondan sonra bunun toparlanması çok zor oluyor. Şu anda mesela birçok tarihi eser restore ediliyor. Bu çok büyük bir başarı Bursa için. Çarşı, Hanlar Bölgesi, camiler, hanlar,hamamlar ama keşke 1970 öncesi Bursa'yı koruyabilseydik, Tophane'yi koruyabilseydik.

Yaşanan doğal afetlerin de deformasyonda rolü var mı?

1855 Bursa depremi oluyor ardından bir yangın çıkıyor ve Bursa diye bir şey kalmıyor. Ama sonra toparlanıyor aynı karakterde. Avrupa'da şehirlere giriyorsunuz, eski şehirler hep aynı karakterde, yeni şehre ne yaparsan yap diyor. Bizim buradaki sıkıntımız eski Bursa'nın deforme olması. Korunmalıydı. Şimdi toparlanmaya çalışılıyor. Elimizde kalan Cumalıkızık gibi eski mahalleler toparlanmaya çalışılıyor. Dünyadaki gidiş bu. Gittiğimiz yerlerde de görüyoruz. Biz de önünde sonunda toparlamak zorundayız.

Hata nerede başlıyor?

Hata genel olarak var, yani bir şahsa ya da kuruma değil, genel olarak tüm Türkiye'ye bakın, o deformasyon tüm Türkiye'de var. Sahip çıkılan neredeyse bir Safranbolu var. Bunun en büyük sebebi de köyden şehre hızlı göç ve bu göçle yerel yönetimin başa çıkamaması ya da zor başa çıkması. Keşke olmasaydı diyorum ben. Yoksa bambaşka bir Bursa içinde olurduk...

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.