Hava Durumu

Erdoğan'dan önemli açıklamalar

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Beyoğlu Belediyesi'nin geleneksel "Gönül Soframız" programında konuştu.

Haber Giriş Tarihi: 12.05.2019 21:49
Haber Güncellenme Tarihi: 12.05.2019 21:49
Kaynak: Haber Merkezi
https://bursahayat.com.tr/
Erdoğan'dan önemli açıklamalar

Erdoğan, Taksim Meydanı'nda düzenlenen "Geleneksel Beyoğlu İftarı"nda  konuşmasına, "Burada bulunan annelerimiz başta olmak üzere ülkemizdeki tüm  annelerin, Anneler Günü'nü tebrik ediyorum derken şöyle bir parantez açıyorum,  çünkü anneler için gün olmaz. Anneler hayat boyu anılması, kutlanması gereken  varlıklardır. Bizim dinimizde cennet annelerin ayakları altındadır, babaların  değil. Annelerin ayaklarının altı öpülesidir. Ben öptüm, siz de öpün. Vatanımızın  bekası için ciğerparelerini kara toprağa veren tüm fedakar şehitlerimizin  annelerine buradan bir kez daha ülkem ve milletim adına minnettarlığımızı ifade  ediyorum." sözleriyle başladı.

Anneler Günü'nün Türkiye'nin ve dünyanın tüm kadınları, bütün anneleri  için hayırlara vesile olmasını niyaz eden Erdoğan, "Başta sevgili annem olmak  üzere ebedi aleme irtihal etmiş, Hakkın rahmetine kavuşmuş tüm anneleri hayırla,  şükranla yad ediyor, mekanları inşallah cennet olsun diyorum." ifadesini  kullandı.

Erdoğan, İstanbul'un tüm renklerini, güzelliklerini, zenginliklerini  barındıran ve doğup büyüdüğü Beyoğlu'nun gönlünde müstesna bir yeri olduğunu dile  getirerek, şöyle devam etti:

"Türkiye'nin ve İstanbul'un ihtiyacı, kendi dünya görüşlerine uymayan  herkesi ötekileştiren, hor ve hakir gören zihniyet değil, işte buradaki  manzaranın ifade ettiği anlayıştır. Milletimizin ve İstanbul'un ihtiyacı geçmişte  bu Taksim'de sergilenen vandallık, şiddet, terör, provokatif eylemler değil, işte  burada olduğu gibi her inançtan, her meşrepten, kökenden insanın aynı sofra  etrafında buluşabilmesini sağlayan hoşgörü ve dostluk iklimidir. İstanbul'un ve  diğer 80 vilayetiyle tüm Türkiye'nin ihtiyacı, darbe çığırtkanlığı yapanlar  değil, 15 Temmuz'da işte burada olduğu gibi canı pahasına istiklaline ve  istikbaline sahip çıkan milletin bizatihi kendisidir. Kazanı kaynatıp  sandıklardan oyu çalanların üste bir darbe tehdidinde bulunmalarına İstanbul  halkı 23 Haziran'da inşallah gereken cevabı verecektir. Düşünebiliyor musunuz,  Türkiye Cumhuriyeti'nin Parlamentosunda kazanı kaynatıp oradan darbeye çağrı  yapanlar bu ülkede kimlerdir?"

Milletin gereken dersi 23 Haziran'da vereceğine inandığını ifade eden  Erdoğan, "Dağdan talimatlar geliyor. Terörist başlarının kimlerle beraber  olunması gerektiğini isim vererek CHP'nin adayıyla beraber olmanız gerektiğini ta  oradan söyleyenlerin kimler olduğunu herhalde televizyonlardan izliyorsunuz." diye konuştu.

"BUNLAR İMAYI BIRAKIN, TEHDİT EDİYOR"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sandıklardan oyları çalanlarla  milletin bir arada olacağına zerre kadar ihtimal vermediğini belirterek,  konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Yüksek Seçim Kurulu da işte bunların hepsini tek tek tespit etmek  suretiyle belirlemiş ve böylece iptale gidip 23 Haziran'ı da seçim tarihi olarak  belirlemiştir. Dünyanın neresinde demokrasinin en önemli işlerlik aracı olan  seçimlerin şaibeden arındırılmak üzere yenilenmesine karşı çıkıldığı görülmüştür?  İşte dün Belçika'nın bir şehrinde de yerel seçim için yenilenme kararı verildi,  daha yeni. Bakalım Belçika'da bu karara karşı kampanyalar başlatılacak mı? Bu  kararı veren yargı mensupları isim isim sayılıp tehdit edilecek, çete yaftası  vurularak itibar suikastına maruz bırakılacak mı? Belçika Parlamentosu'nda bu  sebepten darbe çığırtkanlığı yapan çıkacak mı? Ülkemizden başka hiçbir yerde  böyle manzaralar göremezsiniz. İşte Avusturya'da 2 yıl aradan sonra  cumhurbaşkanlığı seçiminin tekrarına karar veriyorlar. Dünya yıkıldı mı? Bir  yerler ayağa kalktı mı? Var mı böyle bir şey? Yok. Ama bizde görüyorsunuz, bu  ülkede ana muhalefetin başındaki zat, nasıl tehditler sallıyor ortada.  Anayasa'nın 138. maddesini ayaklar altına alıyor ama buna karşı hiçbir ses yok.  İma dahi edemez, ben söylemiyorum Anayasa söylüyor. Bunlar imayı bırakın, tehdit  ediyor. Sandıktan korkan siyasetçilerin olduğu tek yer bizim memleketimizdir.  Halbuki bir yerde seçim yapılıyorsa, gerektiğinde yenileniyorsa orada demokrasi  işliyor demektir."

Seçimlerin yapılması ve gerektiğinde yenilenmesiyle ilgili tıkanıklık  varsa, orada demokrasinin tehlikede olduğu anlamı çıktığını vurgulayan Erdoğan,  "Demokrasinin işlemesine katkıda bulunduğumuz, bu yönde alınan kararı da saygı  ile karşıladığımız için suçlanıyorsak, bu bizim için ancak şeref payesi olabilir.  Milli iradeyi, demokrat postu altındaki faşist ruhlu tek parti özlemcilerinin  hezeyanlarına biz kurban vermeyeceğiz. Milli irade bizim her şeyimizdir, sonuna  kadar savunacağız. Vesayet heveslilerinin kazanı kaynatarak birilerine kullanışlı  ortam hazırlamasına asla müsaade etmeyeceğiz. Bu demokrasi nasipsizleri ne  yaparsa yapsın, ne derse desin umursamayacak ve sonuna kadar milli iradenin,  milletin sandığın yanında yer almasını sürdüreceğiz." diye konuştu.

Erdoğan, Türkiye ortak paydası diyerek, milleti ortak değerler ve  hedefler altında toplamak için çalışmaya devam edeceklerini dile getirerek, "İşte  görüyorsunuz, bunlar o kadar şirazeden çıktı ki şimdi statların tribünlerine  pankartlar asıyorlar. FETÖ'nün uşağı durumunda olan kişilerin sloganlarını  tribünlere pankart olarak asıyorlar. Bunlara asla geçit vermeyeceğiz. Bunlar  yanlış yolda ama bunu biz düzelteceğiz." ifadelerini kullandı.

Statlara bu tür ayrımcılığı getirenlere, 23 Haziran'da milletin  gereken dersi vereceğine inandığını vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi:

"Bitmedi, bakıyorsunuz aynı şekilde kapalı spor salonu. Bu statları  biz yaptık biz. Kapalı spor salonunda beyefendinin 23 Nisan'daki sloganvari  ifadelerini orada insanlara söylettiriyorlar. Bunların hepsi kayda giriyor.  Gereğini biz de yapacağız. Bunlara eyvallah diyemeyiz. Aynı şekilde yine bu süreç  içerisinde sanatçılarımızın arasına da bunlar nifak tohumları ektiler ve  sanatçılarımıza tehdit salladılar. Bay Kemal, biz Afrin'de şehitlerimizi, bir  kısmı o zaman sağ, bir kısmı daha sonra şehit oldu, onları sanatçılarımızla  ziyarete gittiğimizde ne diyordu, söylemedik laf mı bıraktı sanatçılara, her şeyi  söyledi. Ama biz bunların hepsine aklıselim ile sadece sabrettik. İnanıyorum ki  sanatçı sanatıyla zaten bunlara gereken cevabı bulunduğu alanlarda her zaman  verdi, veriyor. Ama benim de söyleyecek bir lafım var, kusura bakmasınlar. Sinema  dünyası ile ilgili olarak bize kadar, kimse bir yasal düzenleme yapmadığı halde,  bu yasal düzenlemeyi yapıp, ondan sonra bir taraftan bize teşekküre geleceksin,  arkadan da bunlarla beraber şakşakçılık yapacaksınız. Bunu ne ile ifade edeceğiz,  ne ile izah edeceğiz? Sanatçı, sanatıyla konuşur, bu tür insanlara dalkavukluk  yapmaz. Sanatıyla konuşan sanatçıları da biz baş göz ederiz, onlar için de  elimizden gelen ne varsa onu yaparız."

'DARBELERİN VE CUNTALARIN GERİSİNDE İŞTE BU ANLAYIŞ VARDIR'

Türkiye Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep  Tayyip Erdoğan, "Kendilerini, halkı üzerinde gören bu kesim, diğer alanlarla  birlikte siyasette de hep hak etmediği bir gücü kullanmanın peşinde olmuştur.  Darbelerin ve cuntaların gerisinde işte bu anlayış vardır. Milletten alamadıkları  yetkiye, tehditle, baskıyla, zulümle, gerektiğinde doğrudan can alarak sahip  olmaya çalışan bu zihniyetin kalıntılarına hala rastlıyoruz." dedi. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Taksim Meydanı'nda düzenlenen Geleneksel  Beyoğlu İftarı'nda yaptığı konuşmada, 6 hafta boyunca millete hakikatleri  anlatacaklarını ve tercihlerin en doğru, seçimlerin de en sağlıklı şekilde  yapılmasını sağlayacaklarını söyledi.

Seçimin yenilenme kararının tamamını, okuma, anlama, değerlendirme  zahmetine bile girmeden, bu konuda büyük büyük laflar edenlerin sözlerini,  sandıkta yutturmanın herkesin boynunun borcu olduğunu ifade eden Erdoğan,  "Geçmişte bu konuda çok mahcup olan oldu. Affınıza sığınarak söylüyorum;  Taksim'de anırmaktan koltuğunu bırakmaya kadar nice büyük laflar edenlerin hepsi  de sözlerinin üzerine yattı. İnşallah bu defa da öyle olacaktır." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin demokrasi tarihinin en  belirgin özelliğinin, küçük ama sesi çok çıkan, eli çok uzun, köşe başlarını  tutmuş bir kesime karşı, milletin kahir ekseriyetinin hak arama mücadelesi  olduğunu dile getirerek, sözlerine şöyle devam etti:

"Kendilerini, halkı üzerinde gören bu kesim, diğer alanlarla birlikte  siyasette de hep hak etmediği bir gücü kullanmanın peşinde olmuştur. Darbelerin  ve cuntaların gerisinde işte bu anlayış vardır. Milletten alamadıkları yetkiye,  tehditle, baskıyla, zulümle, gerektiğinde doğrudan can alarak sahip olmaya  çalışan bu zihniyetin kalıntılarına hala rastlıyoruz. Üstelik bunların sadece  darbe çığırtkanlığı ve teşebbüsüyle kalmayıp, milletimizin büyük mücadeleler  sonunda elde ettiği hak ve özgürlüklerini de ellerinden almaya çalıştıklarını  görüyoruz. Çünkü bunların demokrasi yaldızını kazıdığınız zaman, altından  katıksız bir despotizm, katıksız bir medeniyet düşmanlığı çıkar. Ülkemizi işte bu  zihniyetin elinden tamamen kurtarmakta kararlıyız."

"Siyaset meydanı, er meydanıdır"

İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçiminin yenilenmesi kararının,  yaptıkları işin ne kadar doğru olduğunu göstermesinin yanı sıra önlerinde  katetmeleri gereken daha çok yol bulunduğunu da gösterdiğini kaydeden Erdoğan,  "Türkiye'nin demokrasiyle yönetilen bir hukuk devleti olduğu gerçeğini eninde  sonunda herkes kabul edecek. Siyaset meydanı, er meydanıdır. Kendine güvenenlere  bu meydan hep açıktır. Kendine güvenmeyenler ise tıpkı geçmişteki Gezi  olaylarında tencere tava çalma hadiselerinde olduğu gibi kendileri çalar,  kendileri oynar ama sonuçta sağda solda taşkınlık yapanların değil, milletin  dediği olur." ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Atatürk  Kültür Merkezi'ne Gezi olayları sırasında asılan pankartlara dikkat çekerek,  şöyle devam etti:

"Atatürk Kültür Merkezi'nin gövdesine bunlar hangi pankartları  astılar? Bize yakışmayan, bize uymayan ne kadar dünyada meşhur aşırı uçlar varsa  onların kan kokan pankartlarını astılar. Değerli kardeşlerim, o pankartların  hepsi sökülüp atıldı. Şimdi biz burada, hemen arkamızda Türkiye'nin inşallah en  büyük, dev opera salonunu yapıyoruz ve bu salon Türkiye'ye değil, dünyaya örnek  olacak. Bakın biz iş üretiyoruz. Onlar ise bu tür salonları cam çerçeve  indirmekle hep meşgul oldular. Şimdi 23 Haziran'da bir kez daha milletimizin  hakemliğine gidecek olmaktan memnunuz. İstanbul için çok büyük hayallerimiz,  projelerimizin olduğunu da biliyorsunuz. Bugüne kadar ülkemizi 2023 hedeflerine  ulaştırma kararlılığımızdan en küçük bir taviz vermedik. İnşallah ülkemizi  bölgemizde ve dünyada yaşanan sıkıntılı süreçten de en güçlü şekilde çıkartmakta  kararlıyız. Türkiye'nin sadece 82 milyon vatandaşından ibaret olmadığını aynı  zamanda yüz milyonlarca insanın da umudu olduğunu biliyoruz. Eski Türkiye  bakiyesi bir avuç seçkinin kendi ihtirasları adına bu umudu söndürmesine asla göz  yumamayız. Büyük Türkiye davasına sahip çıkmak, milletimizin birlik ve  beraberliğini gözetmek hepimizin ortak görevidir. Bu sebeple biz her fırsatta  Hünkar Hacı Bektaş-ı Veli'den ilhamla 'Bir olalım, iri olalım, diri olalım,  kardeş olalım, hep birlikte Türkiye olalım.' diyoruz."

Her fırsatta millete birlik, asgari müşterekler etrafında buluşma  çağrısı yaptıklarını aktaran Erdoğan, gelecek dönemde de 82 milyonun kardeşliğini  savunmayı sürdüreceklerini ifade etti. Erdoğan, "Hiç kimseyi dışlamadan, kuşatıcı  bir anlayışla İstanbul'umuz ve ülkemiz için gece gündüz çalışmayı sürdüreceğiz.  Rabb'im yar ve yardımcımız olsun ve Rabb'im bizleri ramazana kavuşturduğu gibi  Ramazan Bayramı'na da kavuştursun. Sizleri gerçekten kutluyorum, hepinizi Allah'a  emanet ediyorum." diyerek konuşmasını tamamladı.

Notlar

Beyoğlu Belediyesince düzenlenen "Geleneksel Beyoğlu Soframız" iftar  programı, Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı.

Ezan okunup oruç açıldıktan sonra Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali  Erbaş, yemek duası etti.

Erdoğan'ın konuşmasının sonunda, Anneler Günü dolayısıyla sahneye 82  yaşındaki Nadiret Hiçdönmez davet edildi. Erdoğan, Hiçdönmez ile yakından  ilgilendi ve elini öptü.

Beyoğlu Belediye Başkanı Haydar Ali Yıldız ve annesi Havva Yıldız,  Şafak Tavkul tarafında yapılan Tenzile Erdoğan'ın yağlı boya tablosunu  Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hediye etti.

Daha sonra Yavuz Bingöl ve Hasan Kaçan ile "Diriliş: Ertuğrul" ve  "Payitaht: Abdülhamid" dizilerinde rol alan bazı oyuncular, sahneye davet edildi.  Erdoğan, sanatçılarla bir süre sohbet ederek fotoğraf çektirdi.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.