Hava Durumu

Rotamız Asya!

24 Kasım Türkiye için bir dönüm noktası oldu. Çünkü o günden sonra herkes, 'ya doğalgaz kesilirse ne yaparız' demeye başladı. Biz de bu hafta Sustainable Solutions Danışmanlık Hizmetleri veren Yenilenebilir Enerjiler Yüksek Mühendisi ve Elektronik ve Haberleşme Mühendisi Okan Uykan ile yenilenebilir enerji üzerine konuştuk.

Haber Giriş Tarihi: 14.12.2015 10:51
Haber Güncellenme Tarihi: 14.12.2015 10:51
Kaynak: Haber Merkezi
https://bursahayat.com.tr/
Rotamız Asya!

Melisa SEVEDİOĞULLARI

Okan Bey, enerjide dışa bağımlı olduğumuzu vurgularken güneş enerjisin de ise ilginç bir noktaya dikkat çekerek,  Bursa'nın gün geçtikçe güneş enerjisine yöneldiğini belirterek, "Ben şahsen sadece Bursa'da son birkaç ayda güneş enerjisi santrali kurulumu amaçlı olarak 10'dan fazla fabrikanın keşfine gittim" dedi.

Okan Bey kısaca sizi tanıyabilir miyiz?

Bursa doğumluyum ve üniversite eğitimime kadar burada yaşadım. Yıldız Üniversitesi'nde Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği Bölümü'nden mezun oldum. Arada İspanya'ya giderek Erasmus tecrübesi yaşadım. Daha sonra tekrardan aynı ülkeye master eğitimi almak üzere geri döndüm. İspanya'da aldığım eğitim yenilenebilir enerjiler üzerineydi. Açıkçası bunu tercih etmemdeki sebep bu sektörün ilerleyeceğini ve aynı zamanda da Türkiye'de gelişeceğine olan inancımdı. 2010-2011 yıllarında rüzgar enerjisi, mini hidroelektrik dediğimiz küçük ölçekteki santraller gelişmekteydi. Bunun yanında güneş enerjisinde ise sadece geleceğin teknolojisi olarak bahsediliyordu. Gelecek dediğimiz o zaman dilimi içerisinde olduğumuzu düşünüyorum. Çünkü artık yatırımlarda birim fiyatlar makul seviyelere geldi ve tek haneli yatırım geri dönüş süreleri bu sektörü epey cazip hale getirdi. Her ne kadar o dönemde Almanya bütün dünya pazarını hegemonyası altına almış gibi gözükse de İspanya'nın da bu sektörde geliştiğini gördüm ve doğru bir karar verdiğimi düşündüm.  Sonrasında yine bu ülkede büyük bir güneş enerjisi santralinin (10 MW, Jaén-Endülüsya Bölgesi) kurumlunda proje mühendisi olarak çalıştım. 2 yıllık bir İspanya deneyiminden sonra ülkeme döndüm. Sektörel ve mevzuatsal açıdan yeni gelişen bir sektör olduğu için birçok şirketin enerji departmanlarında kurulumunda hem danışman olarak hem de doğrudan çalışan olarak görev yaptım. Son bir yıldır ise danışmanlık hizmeti vermekteyim. Yatırımcıların bürokratik, finansal (uygun koşullarda kredi ve hibelendirme) süreçlerinin yürütülmesinden hukuki açıdan danışmanlıklarına, diğer yandan projelendirmeden, ekipman tedariğine ve uygun müteahhitlik hizmeti almalarına kadar bir dizi hizmet sunmaktayız. Geniş bir ekibi koordine etmekle birlikte bu danışmanlık hizmetleri kapsamında hem sektörün bilinçlenmesine hem de özel şirketlerin ve kurumların yatırımlarının ve idari süreçlerin yönetilmesini içine alan yatırım danışmanlığı hizmeti vermekteyiz.

AVRUPA'DA İKİNCİYİZ

Ülkemizde enerji kaynaklarının mevcut durumu nedir?

Enerji konusunda tamamen dışa bağımlı durumdayız.  Yani bu oran yüzde 70 ile yüzde 80 arasında değişiyor. Şöyle ki; termik santrallerden kullandığımız kömürden tutun diğer manada doğalgaz çevrim santrallerinde kullandığımız doğalgaza ve araç yakıtında kullandığımız petrole kadar dışa bağımlıyız. Maalesef fosil yakıtlar konusunda da epey fakir bir ülkeyiz. Buna mukabil hem rüzgarda hem güneşte oldukça yüksek bir potansiyele sahibiz. Güneş enerjisinden örnek verecek olursak Avrupa'da ikinci güneşlenme potansiyeline sahip ülkeyiz. Örneğin, güneşlenme fakiri Almanya ile ülkemizi kıyas yapacak olursak bizim Trabzonumuz bile Almanya'nın en iyi güneşlenen bölgesinden bile daha fazla güneşlenme potansiyeline sahip. Buna rağmen Almanya enerji ihtiyacının yüzde 10'nu güneşten sağlıyor.  Biz ise mevcut durumda binde iki gibi bir rakamdayız.  

Peki, enerji fakiri Almanya varken Türkiye bu sektöre girse tutunabilir mi kendi ihtiyacını kendi karşılayabilir mi?

Tabi ki. Geçtiğimiz haftalarda Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık bir röportajında 'enerjinin yüzde 5'ni güneşten sağlamak düşüncesindeyiz' demişti. Biz bu sektöre hem global hem de ülke sathında yeni girenlerden değiliz. Birçok yabancı şirket hem şirket kurulumu hem de ofis açma anlamında yıllardır batıdan doğuya yerleşik durumdalar. Bunun yanında birçok yerli üretim yapan firmamız da sektörde yerini almış durumdadır. Bu firmalar da hem yurt içi hem de yurtdışı pazara hizmet vermektedirler. Hatta müteahhitlik anlamında sektöre yön veren yabancı ortaklı ve yerli şirketlerimiz yurtdışında işler almaya ve bu işlerden başarılı sonuçlar almaya başladılar bile. Tek gelişmesi gereken konu mevzuatlar idi. Bu alanda da eksiklikler olmasına rağmen önemli yollar kat edildi. Şu anda mevzuatsal altyapısı hazırlanan ve önümüzdeki dönemde açıklanmasını merakla beklediğimiz enerji kooperatiflerinin sektöre epey ivme kazandıracağını beklemekteyiz.  

 Bununla ilgili yıllardır konuşuluyor ama pek faaliyete geçilmiş değil?

Bu uzun bir bürokrasi, yapısal reform gerektiren bir konu. Rüzgârda mesela son 10 senede epey bir gelişme gösterdik. Biz şu an rüzgârda biz enerji ihtiyacımızın yüzde 6'sını karşılıyoruz. Bu az bir oran değil. Dünya ülkelerine bakıldığında Türkiye şu anda ilk 20 ülke arasında. AB ülkelerinde de oldukça ileri seviyelerde. Fakat bu oranın daha fazla yükseltilebilmesi tamamen yapısal reformlarla doğru orantılı. Danimarka enerji ihtiyacının yüzde 50'sinden fazlasını rüzgar enerjisinden karşılıyor. Türkiye'nin 2023 hedefleri arasında enerji arzının yüzde 30'unu yenilenebilir enerjilerden karşılamak olduğunu unutmamalıyız. Bu biraz yüksek ve ulaşılması güç bir hedef olmaktadır. Ancak Türkiye'nin bu anlamda daha da fazlası için potansiyeli var. Belirttiğimiz gibi yasal mevzuatının düzenlenmekte olduğu enerji kooperatifleri projeleri var. Konya Karapınar'da bir önceki Enerji Bakanımızın sürekli dile getirdiği 3 bin megavatlık dünyanın en büyük güneş enerjisi projesi, Van'da yine aynı şekilde güneş enerjisi kooperatifi projesi.  Bu projelerin bürokratik işleri tamamlandı.  Kısa sürede gerçekleştirilmesini bekliyoruz.

YATIRIMDA 5 YIL SONRASI DÜŞÜNÜLMELİ

 Enerji trafiğinde payımıza düşen nedir?  

Genel manada bakacak olursak, alternatif enerji kaynakları ve diğer enerji kaynaklarının en önemli sıkıntılarından biri depolamadır. Yani siz ürettiğiniz enerjiyi aynı zamanda tüketmeniz gerekiyor. Bunun sıkıntı haline geldiği zaman ise şöyle: Siz ürettiğinizden fazlasını tükettiğiniz için değil, tükettiğinizden fazlasını üretmeniz durumunda oluyor. Avrupa ülkelerinde Danimarka'da geçtiğimiz yaz döneminde yenilebilir enerjilerden yüzde 140'nı birkaç günlüğüne üretmiş bir ülke. Fakat çevresindeki komşusu olan gelişmiş ülkelere bunu satabilir durumdadır. Biz ihtiyacımız olandan fazlasını alternatif enerjilerden sağlamamız durumunda bu ihtiyacımızı satacağız, şu anda fosil yakıtlarda olan ithalat-ihracat dengesini biz yenilenebilir enerjilerle sağlayabiliriz. Arz fazlasını satma durumuna geçmemiz için ise önümüzde daha halen uzun yıllar var.

Türkiye'nin Rusya'ya karşı enerji politikasında nasıl bir strateji izlemeli?

Rusya tedarik anlaşmamızın uzun yıllara dayandığı bir ülkedir. Öyle ki Mavi Akım ile uzun süreli anlaşmalar imzalandı ve biz mevcut durumda doğalgaz arzımızın yüzde 55'ni Rusya'dan temin etmekteyiz. Enerji arzı dediğimiz zaman eğer ithalata bağlı bir ekonomi varsa ki şu an Türkiye'nin durumu böyle kaynaklarının çeşitliliğinin sürekli olarak artması gerekmektedir. Bu ülkeyle elbette savaş gibi bir spekülasyona inanılmamalıdır. Yakın gelecekte bu konunun çözüleceğine inanıyorum. Ama bu konuda kamuoyunda sadece Rusya'ya bağlıymışız gibi lanse ediliyor ama İsrail ile de doğalgaz anlaşması yapılma durumu mevcut. Ancak İsrail ile politik manada bir araya gelemiyoruz. Ne kadar ticari olarak uzun yıllardır burada olmasına ve kültürel bağın olmasına rağmen ülke politikaları anlamında epey sıkıntılar yaşadık. Diğer taraftan daha yakın komşu ve kardeş ülke Azerbaycan ile bu sıkıntının çözülebileceğine inanıyorum. Enerji söz konusu olduğunda fosil yakıtlardan bile söz etsek uzun vadede yatırım ve aynı zamanda vizyon gerektiren bir konu. Enerji sektöründe petrole bile yatırım yapsanız 5 yıl sonrasını düşünmeniz gerekmektedir. Türkiye'nin petrol rezervi olsa bile bu hemen yarın nakde dönüşeceği anlamına gelmiyor. Petrolün de çıkarılma maliyeti var ve aynı zamanda teknoloji gerektiren bir husus. ABD ve kaya gazı ile petrolü ve orta doğu ülkelerinin son dönemde girdikleri fiyat rekabetini oluşturan unsur petrolün kalitesi değil petrolün çıkarılmasında kullanılan teknolojidir. Şu anda Azerbaycan'ın SOCAR şirketinin TÜPRAŞ'ın rakibi olarak yaptığı ülkemiz sınırlarındaki ikinci rafineri Azerbaycan ile köklü bir enerji iş birliğine girileceği anlamına geliyor. TANAP da aynı şekilde iki ülke arasında önemli bir işbirliği örneğidir. Diğer taraftan Türkî Cumhuriyetlere yapılması planlana boru hattı yatırımları da bu sorunları orta ve uzun vadede çözülebilir. Fakat biz açıkçası kendi fosil yakıtımızı kendimiz bulana kadar ve yenilenebilir enerjilere yatırım yapana kadar bunlarda yine sorunlarını ötelemek anlamına gelir. Kaldı ki fosil yakıtlarda rezerv sahibi olan ülkeler olan Çin, ABD, Suudi Arabistan, İran ve Rusya gibi ülkelerin bile Yenilenebilir Enerjiler'de önemli atılımları olduğu unutulmamalıdır. Yani Rusya ile sorunumuz olmasa da biz yenilebilir enerjiye yatırım yapmalıyız. Şu anda ekonomimizdeki cari açığın en önemli sebebi olan enerjinin çözümü Yenilenebilir Enerjiler'e yatırımdan geçmektedir.

SEKTÖR İVME KAZANACAK

 

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak'ın bu konuda nasıl faydası olabilir, O bu konuda nasıl bir politika izlemeli sizce?  

Çok ilginç bir vizyona sahip ve sektörde önemli tecrübeleri olan bir birey kendisi. Uzun yıllardır Çalık Holding'te üst düzey yöneticilik yapan ve 2007'den bu yana holdingin CEO'su olarak köklü bir tecrübe edinmiştir. Bu yüzden özel sektörden geliyor olması ve aynı zamanda finans kökenli sektöre ivme kazandıracaktır. Genelde bürokrat kesim ve kamudan gelen kesim şu ana kadar bakan oldu. Onlar da iyi işler yaptı ama açıkçası sektörün ivme kazanması için sektörü gerçek anlamda bilen kişilere ihtiyacı var. Bu anlamda Berat Bey'in enerjisi ile sektörün ciddi kazanımının olacağını düşünüyorum. Diğer taraftan doktora tezini yenilenebilir enerji kaynaklarının finansmanı üzerine yapmış olması dikkat çekici diğer bir husustur. Sektörün yaşadığı en büyük sıkıntılardan birinin finansman olduğu unutulmamalıdır. Kendisine başarılı bir dönem geçirmesini dilemekle birlikte akademik ve sektörel kimliği sebebiyle sektörümüzün kendisinden çok şey beklediğini belirtmek isterim. 

DOSAB'A GÜNEŞ PANELLERİ 

Yerele inecek olursak Bursa enerjide nerede duruyor? 

Bursa deyince akla ilk olarak sanayi ve üretim gelmektedir. 20'den fazla organize sanayisi olan bir şehirden bahsetmekteyiz. Hava kirliliği açısından düşünüldüğünde aynı zamanda önlem alınması gereken olgulardır ve Bursa termik santral açısından da epey geçmişi olan bir şehirdir. Bu şehre termik santraller kurulduğunda bu teknoloji bile yeni sayılırdı. Fakat Bursa bu konuları epey aşmış, doğalgaz çevrim santralleri ile de enerji üretimi anlamında epey ilerlemiş bir şehirdir. Serbest bölgesinin olması son yıllarda gelişmesi şehri epey cazip hala getirmiş, ulaşım olanakları ile de İstanbul komşu ilimiz gibi ulaşılabilir duruma gelmiştir. Aynı zamanda Yenişehir Havalimanımız'ın da kapasitesi giderek artmaktadır. Haliyle Bursa giderek önem kazanmaktadır ve cari dengede sürekli fazla veren bir şehir olduğu için zengin de bir şehirdir. Fakat biz sanayileşen toplumlarda olduğu gibi Bursa'da da çevreyi maalesef çok fazla önemsememişiz. Çözümün ise aynı yerde olduğu düşüncesindeyim. Doğalgaz çevrim santrallerini artık enerji mevzuatı teşvik kapsamı dışına bırakmaktadır. Bu noktada biz her bir çatıyı güneş enerjisi santraline dönüştürebiliriz. Fazla sayıda Organize Sanayiye sahip olmamız bunu bir avantaja dönüştürüyor. Ben şahsen sadece Bursa'da son birkaç ayda güneş enerjisi santrali kurulumu amaçlı olarak 10'dan fazla fabrikanın keşfine gittim. Bu alanlar atıl alanlar. Eğer çatınız güçlü ise statiği mukavemeti uygunsa bu alanların hepsi güneş enerjisi santrallerine dönüştürülebilir. Özellikle Kayseri ve Gaziantep illerinde gerçekleşen çatı üzeri GES kurulumları ile OSB'lerin enerji ihtiyacını karşılamak amaçlı kurulmakta olan arazi kurulumları Bursa'ya örnek olmalıdır. Mesela DOSAB'tan bahsedecek olursak planlanan güçteki termik santralin aynı gücünde enerji santrali güneşten faydalanarak yapılabilir.

Güneş enerjisi konutlara daha çok uygulanabilir mi?

Tabi ki. Şu an mevzuat izin veriyor fakat açıkçası biraz daha geliştirilmesi ve kolaylaştırılması lazım. Çünkü küçük projelere uygun tek tip proje dediğimiz yeni yasal düzenlemeler şu anda yapılıyor. Hayata geçmiş değil, fakat taslaklar önümüzdeki dönemde tekrardan gelişerek netleşecektir. Bu küçük kurulumların bürokrasisi Ankara'ya gidilmeden kurulumu yapılan ilden (Bursa) çözülebilmektedir. Biz Bursa'da yapacağımız bir iş için burada projelendirip ilk önce UEDAŞ sonra TEDAŞ Bölge Koordinatörlüğü üzerinden bu kurulumun gerekli izinlerini alabiliyoruz. Ama sürelerin daha da kısaltılması lazım. Şu anda bu süreç bile 6 ayı bulabiliyor. Avrupa'da bunun örnekleri bir ay gibi kısa sürelerdir.  

 Son olarak eklemek istedikleriniz var mı?

Genel manada gelişen bir enerji sektöründen bahsetmekteyiz. Artık yenilenebilir enerjiye vatandaşların ilgisi de gittikçe artıyor. Biz bunu UEDAŞ'a yapılan resmi başvurulardan da görebiliyoruz. Düzenli olarak UEDAŞ resmi web sayfası üzerinden paylaşılmaktadır. Mesela şuan Orhaneli Bölgesi, dağlık alan dediğimiz ve tarım dışı arazilerin bulunduğu yerlerde bile oldukça fazla güneş enerjisi santrali başvuruları vardır. Önümüzdeki dönemde de bu talepler artarak devam edecektir. Biz de Sustainable Solutions olarak TKDK (Tarımsal Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu) Bursa İl Koordinatörlüğü, EMO (Elektrik Mühendisleri Odası) Bursa Şubesi'ne bu alanda eğitim ve seminerler vermekteyiz. Sektörümüz hakkında en doğru bilgileri paylaşmaya ve bu alanda nitelikli danışmanlık hizmeti sunmaya devam edeceğiz. Bizleri web sayfamızdan, Facebook, Twitter ve LinkedIn üzerinden sürekli olarak takip edebilirsiniz. Sürdürülebilir çözümümüz güneşten gelmektedir.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.