Suriye'de büyük petrol savaşı

Araplar Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (ARAP-DER) Genel Başkanı Şükrü Kırboğa, Türkmenlere yapılan saldırıların Viyana'dan çıkan sonuçla şiddetlendiğini söyledi. Kırboğa, Suriye'de yapılacak seçimlerde Esed rejimini meşrulaştırmak için Türkmenleri bölgeden çıkartarak Türkiye'nin bölgedeki rolünü kırmaya çalışıldığını kaydetti.

Melisa SEVEDİOĞULLARI

Gazetemize Türkmenlere yönelik yapılan saldırıları ve Orta Doğu ateş çemberini değerlendiren Şükrü Kırboğa, 5 yıldır Suriye'nin iç savaşta olduğunu hatırlattı. "Rusya ve Esed, Bayırbucak'a saldırarak, aslında PYD'nin ABD desteğiyle hayata geçirmeye çalıştığı Kürt kantonlarını birleştirme planına destek veriyor. Çünkü Lazkiye'ye ulaşacak koridoru kesen kritik nokta, bu bölgedir" diyen Kırboğa şunları kaydetti:

 "Rusya o bölgelerde ciddi bir petrol rezervi buldu ve bu dünyadan özellikle gizlendi. Bu petrol rezervinin bulunmasından sonra güneye inme emeli bulunan Rusların oralardaki limanlarda ciddi üsleri var. Özgür Suriye Ordusu ilk başlarda Esed'e karşı ciddi başarılar elde etti. Bu başarılar Rusya'nın güneye inme emellerini sekteye uğratabilirdi. Bu nedenle Rusya ile birlikte İran ve Irak Şiileri bölgeye girmek zorunda kaldı. Türkmenler, o bölgede hedefi olan Rusya, İran ve Esed için bir engel teşkil ediyor. Daha önceden de engeldi ancak son dönemlerde konuşulan 'güvenli bölge olayı' ortaya atılınca ve bu güvenli bölgeye destek çıkabilecek ayaklardan biri de Türkmenler olunca Rusya DAEŞ'i vurma bahanesiyle Bayırbucak bölgesini vurmaya başladı."

VİYANA KARARI SÜRECİ HIZLANDIRDI

Saldırıların DAEŞ'i vurma bahanesiyle o bölgedeki Türkmen ve Sünnileri bölgeden çıkarmak için düzenlenmiş bir operasyon olduğunun altını çizen Kırboğa, "Buna şaşırmamak lazım zaten bunlar bölgedeki Sünni bloku çökertmek için geldiler. Esed ve Rusya, Suriye'de güvenli bölge oluşturmaya çalışan Türkiye'yi engellemek adına Türkmenleri yok etmeye çalışıyor. Hiçbir ülke Türkiye'nin Suriye'de aktif olmasını, güvenli bölge oluşturmasını istemez. Viyana'da çıkan kararla Suriye'de seçim gündeme geldi. Bu seçimde Esed'e karşı olan halkın büyük bir bölümü zaten ülke dışında, Türkmenleri de Türkiye'ye kovalayarak seçimin sonucunu şimdiden belirlemek istiyorlar" dedi.

İMAJLARINI DAEŞ'LE TEMİZLİYORLAR

ABD'nin, Orta Doğu'da zedelenen imajını Suriyeliler üzerinden toplamaya çalıştığını söyleyen Kırboğa, DAEŞ'in bu noktaya ortaya çıktığını belirtti. Süper güçlerin imaj çalışmaları ve Orta Doğu'daki dengeleri yeniden dizayn etmek için DAEŞ'i yarattığını dile getiren Şükrü Kırboğa, "Bugün Suriye, Irak, İran, Lübnan, Mısır, Yemen, Libya'da çıkan sorunlar Avrupa ve ABD ekonomisini canlandırıyor. DAEŞ faktörünü de yaratarak kendi kötü imajlarını tekrardan düzeltmeye ve olayların perde arkasında yaşananları gizlemeye çalışıyor. Örneğin; ABD, Ortadoğu politikası yüzünden bölgede büyük bir itibar kaybetti. Başta Irak Abu Gurayb Cezaevindeki görüntüler sunilerin büyük acılar çekmesine neden oldu. Suriye'de dahil olmak üzere bölgedeki sorunlar çözülmedi ve Rusya sahneye çıktı. 'İnsanların kafasını kesen acımasız DAEŞ' ile de bölgedeki başarısızlıkların arkasına gizlenildi. Diğer Avrupa ülkeleri de kara propaganda yaparak bölgedeki paylaşımı meşru göstermeye başladılar" ifadelerini kullandı.

TÜRKİYE KRİTİK ROLE SAHİP

Türkiye'nin bu süreçte çok kritik bir rol üstlendiğini vurgulayan Kırboğa, "Türkiye 3 milyona yakın mülteci kabul etti ve 8 milyar dolar harcadı. Türkiye, batı ülkelerinin Suriye ve Irak'ta yapacağı bölünme ve sömürge sistemine karşı çıktığı için hedef tahtasına oturtuldu. FETO terör örgütü ile siyasal direniş kırılmaya, PKK ile halk sokaklara çekilmek istendi. Barış süreci ve Türkiye'nin DAEŞ ile bağlantılı gösterilmeye çalışılması da Türkiye'ye kurulan tuzakları gösteriyor.  Çünkü Türkiye uçuşa kapalı, güvenli bölge istediği için bunlara maruz kalıyor ve Ruslar ve Esed üzerinden Bayırbucak Türkmenleri yok edilmeye çalışıyor" dedi.  Şükrü Kırboğa, bu süreçte yapılması gerekenleri ise şu şekilde sıraladı: "ABD ve NATO Türkiye'yi oyalamaktan ve zaman kaybından başka bir işlev görmedi. O yüzden derhal deniz kuvvetleri güçlendirilmeli, anti tank ve uçak füzeleri geliştirilmeli, ÖSO ve Türkmen savaşçılar Eğit-Donat programına dahil edilip silahlandırılmadır. İstihbarat ağları ile de bu saydıklarım güçlendirilmelidir."